Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/21913 E. 2015/26727 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/21913
KARAR NO : 2015/26727
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

Tebliğname No : KYB – 2014/374060

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 10.11.2014 gün ve 2014/19785/67201 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21.11.2014 gün ve KYB. 2014/374060 sayılı ihbarnamesi ile;
Özel belgede sahtecilik suçundan şüpheliler H.. Ç.., D.. E.. ve A.. Ç.. haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/11/2013 tarihli ve 2012/101225 soruşturma, 2013/72602 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına
dair karara müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin Sincan 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/01/2014 tarihli ve 2014/297 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, her ne kadar şüpheliler hakkında sahteliği isnat olunan yönetim kurulu kararların aslının ele geçirilemediğinden ötürü suçun işlendiğine dair müştekinin iddiaları haricinde yeterli delil elde edilemediği gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de suça konu olan ve sahte olarak tanzim edildiği iddia olunan kararların önceki versiyonları ile sonraki versiyonlarının suretlerinin dosyada mevcut olduğu, bu suret versiyonlar arasında bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu versiyonların aynı olup olmadığı, önceki versiyona iddia edildiği gibi metin eklemesi yapılıp yapılmadığı dolayısıyla belgede sahtecilik olup olmadığının tespit edilebileceği gibi, müştekinin şikayet dilekçesinde dile getirdiği üzere şirkete ait bilgisayarlar üzerinde inceleme yaptırılarak bahse konu yönetim kurulu kararlarının değişik zamanlarda oluşturulmuş elektronik versiyonlarına ve oluşturma zamanlarının tespiti de mümkün olduğu, dolayısıyla isnat edilen suça ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına yarar her türlü delilin resen ve etraflıca araştırılarak ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yeterli araştırma yapmaksızın eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; müştekiler vekilinin şikayet dilekçesinde, müvekkillleri B.. ve M.. Ç.. ile şüphelilerden H.. Ç.. ve A.. Ç..’ın 08.05.2010 tarihli genel kurulda … Global Ticaret ve Hizmetleri Tur. A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olarak seçilmiş olduklarını, yönetim kurulu başkanı H.. Ç..’ın tek başına, diğer yönetim kurulu üyelerinin ise iki imzayla şirketi temsil ve ilzama yetkili olduklarını, taraflar arasında uyuşmazlıklar çıkması üzerine yapılan araştırmada, 23.08.2012 tarihli
Ticaret Sicili Gazetesinde, … A.Ş.’ye ait 03.01.2012 tarihli 325, 30.01.2012 tarihli … numaralı kararların yayınlandığını tespit ettiklerini, bu kararların tek maddeden ibaret olmasına rağmen, karar metni ile imzalar arasındaki boşluğa 03.01.2012 tarihli kararda, “Yönetim Kurulu üyelerinden iki kişinin müşterek imzası ile şirketi en geniş anlam ve manada temsil ederek bu tarihe kadar gerçekleştirdiği, ve gerçekleştireceği, tüm tasarrufların, ancak Yönetim Kurulunun onayından sonra geçerli olmasına”, 30.01.2012 tarihli kararda ise “B.. Ç..’ın Yönetim Kurulu’ndan istifasının kabulüne” maddelerinin eklenmiş, her iki kararın şirketin arşivine verilmiş, 03.01.2012 tarihli kararın ise bu karar ile ataması yapılmış, Z.. K.. ve E.. G..’e gönderilmiş olduğunu, yönetim kurulu kararlarının o dönemde E.. T.. tarafından bilgisayar ortamında yazılarak arşivlendiğini, bunların halen bilgisayar ortamında mevcut olduğunu, B.. Ç..’ın istifa ettilmesinden sonra yönetim kuruluna H.. Ç..’ın damadı olan şüpheli D.. E..’nın atandığını ileri sürmesi, şüphelilerin atılı suçu kabul etmemesi, şüpheliler müdafiinin ise, taraflar arasındaki uyuşmazlıklardan bahsetmek suretiyle yönetim sekretaryasının P.. Ü.. tarafından yürütüldüğünü bildirmesi, atılı suça konu yönetim kurulu kararlarının asıllarının ele geçmemesine rağmen Polatlı 3. Noterliği’nce 16.08.2012 tarihinde onaylatılmak suretiyle Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığının anlaşılması, kararların ilk hali olduğu iddia edilen fotokopilerin müşteki vekilince dosya içerisine sunulmuş olması karşısında, Z.. K.., E.. G.., E.. T.. ve P.. Ü.. dinlenilerek, mevcut olması halinde bu kişilerin ellerinde bulunan kararlar ile yönetim kurulu kararlarının yazıldığı iddia olunan bilgisayarlar getirtilerek, dosya içerisinde bulunan noter onaylı yönetim kurulu kararlarına ekleme yapılıp yapılmadığının gerek eldeki karar örnekleri, gerekse bilgisayar kayıtları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile belirlenmek suretiyle sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, belge asıllarının ele geçmemesi nedeniyle şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesinde isabet bulunmadığından, bu karara vaki itirazın kabulüne karar verilmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmekle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen 27.11.2013 gün ve 2012/101225 soruşturma, 2013/72602 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Sincan 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.01.2014 gün ve 2014/297 değişik iş sayılı kararının CMK’nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde ikmaline, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 04.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.