YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2163
KARAR NO : 2014/14929
KARAR TARİHİ : 16.09.2014
Tebliğname No : 11 – 2013/57038
MAHKEMESİ : Mardin 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05.04.2012
NUMARASI : 2011/244 (E) ve 2012/351 (K)
SUÇ : Mühür bozma
Sanık hakkında mühür bozma ve elektrik hırsızlığı suçundan verilen 05.04.2012 tarih ve 2011/244 Esas, 2012/351 Karar sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edildiği, ancak aynı ilamda elektrik hırsızlığı suçundan kurulan hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31.08.2012 tarihli yazısı ile 6352 sayılı Yasanın geçici 2/1-2 maddeleri uyarınca yeniden değerlendirilmesi için iadesi üzerine mühür bozma suçundan yeniden hüküm kurulmadığı ve temyiz de edilmediğinden sanığın 05.04.2012 tarihli ilk hükme yönelik yaptığı temyize hasren dosya incelenip gereği görüşüldü:
Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 12.11.2013 tarih ve 2525 sayılı Dairemize hitaben gönderilen cevabi yazısında belirtildiği üzere, D. Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin hisseleri 28.06.2013 tarihinde özel şirkete devredildiğinden tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak olunmamıştır.
1-Sanığın “ Bu eve 2011 yılının Ocak veya Şubat ayında taşınmıştım. İki ay kadar oturduktan sonra evden çıktım. Ben İstanbul’da olduğum sırada eşim de babasının yanındaydı. Bu sırada D.. D.. görevlileri gelmişler ve hakkımda tutanak düzenlemişler. Ben kaçak elektrik kullanmadım” şeklindeki savunması, 18.10.2011 tarihli araştırma tutanağına göre sanığın suça konu ikamette 2010 kış aylarında 3-4 ay kadar kaldığının belirlenmesi ile mühürleme işleminin 23.05.2002 tarihinde sanığın yokluğunda vefat eden Kasım Sürer imzası ile sayacın dışarı çıkarılması nedeniyle gerçekleştirildiğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından sanığın hangi aylarda suça konu yerde kaldığının etkin şekilde araştırılarak çelişkinin giderilmesi, mühürleme işlemi ile mühür bozma tarihleri arasındaki uzun sürede sayaçtaki kancanın kendiliğinden düşmesinin mümkün olup olmadığının bilirkişi marifetiyle araştırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tespitinin gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
2-5271 sayılı CMK’nun 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada cezası ertelenen sanığa yüklenen “mühür bozma” suçu neticesinde meydana gelen somut bir zarar bulunmadığı gözetilerek, suç tarihi itibarıyla engel sabıkası da bulunmayan sanığın hukuksal durumunun belirtilen yasal ölçütlere göre değerlendirilmesi yerine “zararın ödenmemesi” şeklindeki yetersiz gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.