Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/2103 E. 2014/15977 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2103
KARAR NO : 2014/15977
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/347679
MAHKEMESİ : Edremit 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/11/2010
NUMARASI : 2010/95 (E) ve 2010/414 (K)
SUÇ : Mühür bozma

TCK’nun 203. maddesi, esasta bir şeyin saklanmasını veya varlığının olduğu gibi muhafazasını sağlamak üzere, kanunun veya yetkili makamların emrine uyularak konulmuş mührün kaldırılmasını cezalandırmaktadır. Burada mühürleme işleminin amacı Devlet yönetiminin bir şeyi koruma altına alma ve başkalarının tasarrufunu önleme iradesinin konulan mühürle açıklanması olup, bu iradeyi etkisiz duruma getirerek onu ihlal eden herhangi bir eylem gerçekleştiği takdirde suç işlenmiş olacaktır. Bu nedenle, yasaya uygun biçimde konulan bir mührün varlığı, mühür bozma suçunun ön koşuludur. Elektrik sayaçlarında bulunan ve bakanlık mührü olarak adlandırılan mühürlerin sayaçların imali aşamasında konulup amacının, üretilen sayacın uluslararası standartlara uygun olarak üretildiği ve bu standartlara uygun tüketimi kaydettiğini açıklayıcı mahiyette bulunduğu, bu mühürlerin sayaçlara takılması işlemiyle elektrik dağıtım şirketlerinin bir ilgisinin bulunmaması, sanık hakkında düzenlenen 07.04.2009 tarihli kaçak/usülsüz elektrik tespit tutanağında bakanlık mühürlerine müdahale edildiği tespit edilmiş olup, elektrik dağıtım şirketi tarafından sanığın kaçak elektrik kullanımının engellenmesine yönelik bir mühürleme ve bunun sonucunda gerçekleşen mühür bozma iddiasında bulunulmaması karşısında; sayaçların imali aşamasında konulan bakanlık mührünün anılan Yasa ve maddesinde belirtilen mühür olarak kabul edilemeyeceği cihetle; suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilerek sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 30.09.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
Yargıtay 11. Ceza Dairesinin bozma kararına karşı düşüncelerimizin açıklanmasına ilişkindir.
1- Türk Ceza Kanununun Mühür bozma suçunu düzenleyen 203. Maddesi ” Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya konuluş amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklindedir. Görüldüğü üzere mühür ya bir şeyin saklanması veya varlığının aynen korunması amacıyla konulmuş olmalıdır.
3516 Sayılı Ölçüler ve Ayar Kanununun amaç başlıklı 1. Maddesi ” Bu Kanunun amacı, milli ekonominin ve ticaretin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak Türkiye hudutları içinde her türlü ölçü ve ölçü aletlerinin doğru ayarlı ve uluslararası birimler sistemine uygun olarak imalini ve kullanılmasını sağlamaktır. ” Bu kanunun amacı da ölçü ve ölçü aletlerinin uluslararası birimlere uygun ve doğru ölçüm yaptığını belirlemek ve bu hususun korunmasını sağlamaktır.
Ölçüler ve Ayar Kanununun kapsam başlıklı 2. Maddesi ” Uzunluk, alan, hacim, ağırlık ölçüleri, areometreler, hububat muayene aletleri, elektrik, su, havagazı, doğalgaz, akaryakıt sayaçları, taksimetreler, naklimetreler, akım ve gerilim ölçü transformatörleri ile demiryolu yük ve sarnıçlı vagonlarının muayenesi, ayarlanması ve damgalanması bu Kanun hükümlerine göre yapılır.” hükmünü içermektedir. Yani elektrik, su, doğalgaz sayaçları da uluslar arası birimlere uygun ve doğru ölçüm yapmasının sağlanması ve mühürlenmesi bakımından bu kanun hükümlerine tabidir.
Aynı kanunun 3. Maddesinde ise bu kanun kapsamına girmeyen ölçü ve ölçü aletleri sayılmıştır. İstisnalar başlıklı bu maddede elektrik sayaçları sayılmamıştır. Yani bu kanun kapsamı dışına çıkarılmamıştır.
Bakanlık mührü de kanuna dayalı olarak konulan bir mühürdür. Mühür kaldırılarak veya sayacın üzerinde delik açılarak diske veya numaratöre müdahale edilip doğru ölçmenin engellenmesi halinde bu suç oluşacaktır.
2- 3516 Sayılı Ölçüler ve Ayar Kanununun Tarifler başlıklı 4. Maddesinde; Damganın : Muayene sonunda uygun olduğu anlaşılan ölçü ve ölçü aletlerinin üzerine konulan umumi ayar işaretini,
Umumi Ayar İşaretinin : Damgada kullanılan Tc şekli olan işareti
Bu kanuna dayanarak çıkarılan Ölçü ve Ölçü Aletleri Damga Yönetmeliğinin Tanımlar başlıklı 4. Maddesinde;
Damganın: Muayene sonucu uygun olduğu anlaşılan ölçü ve ölçü aletlerinin dışardan istenmeyen müdahalelere açık yerlerinin kapatılması ve emniyet altına alınması için de kullanılan, üzerinde bu Yönetmelikte belirtilen bilgilerin yer aldığı yakma, asitle aşındırma, yapıştırma, basma, vurma veya tele takılan kurşunun sıkılması suretiyle yapılan veya kendinden yapışma özelliğine sahip, çıkartıldığında tahrip olan özel olarak hazırlanmış hologramlı etiketi veya elektronik olarak emniyet tedbirlerinin alınmasını sağlayan sistemi, ifade ettiği açıklanmıştır.
Tariflerden de damganın (mührün) dışarıdan müdahaleyi engellemek ve emniyet altına almak amacıyla konulduğu, TCK’ nun 203. maddesi anlamında mühür olduğu anlaşılmaktadır.
3- Ölçüler ve Ayar Kanununda sayılan cihazları, isteyen herhangi bir fabrika veya imalathane, kendi inisiyatifiyle üretme hak ve yetkisine sahip değildir.
Kanununun, Marka Kaydı ile Tip ve Sistemin Onaylanması başlıklı 7. maddesinde:
” Türkiye’de yapılan veya dışarıdan getirilen ölçü ve ölçü aletlerinin üzerine, bunları yapan şahıs veya firmaya ait özel bir markanın; kolaylıkla okunabilecek, silinmeyecek ve ölçü ve ölçü aletinden ayrılmayacak şekilde konulması ve Bakanlığa kaydettirilmiş olması şarttır.
Ayrıca;
a) Yurt içinde ölçü ve ölçü aleti yapan fabrika ve imalathanelerle tamir atölyeleri, yaptıkları veya tamir ettikleri ölçü ve ölçü aletleri için Bakanlıkça tespit edilecek esaslar dahilinde ve örneğine uygun, tasdikli bir imalat defteri tutmak zorundadırlar.
b) Elektrik, su, havagazı, doğalgaz, akaryakıt sayaçları, ölçü transformatörleri, taksimetreler, naklimetreler ve 2 nci madde ile kanun kapsamına alınacak diğer sayaçların muayene ve damgalanmaya kabul edilmeleri, bunların kullanışlı tip ve sistemde olduklarının Bakanlıkça önceden onaylanmış bulunmasına bağlıdır.
Tamir ve Ayar Yetki Belgesi başlıklı 10. maddesinde : Sayaç ayar istasyonları ile ölçü ve ölçü aletleri tamir ve ayar atölyelerinde çalışanlara Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikte belirlenecek usul ve esaslara göre yetki belgesi verilir. denilmektedir. Sayaçların imali, ithali, mühürlenmesi gibi tüm hususlar Sanayi ve Ticaret Bakanlığının denetimi, kontrolü ve izni dahilinde yapılmaktadır.
4- Ölçü ve Ölçü Aletleri Damga Yönetmeliğinin aşağıdaki maddeleri de elektrik sayaçlarının dışarıdan müdahalenin önleneceği şekilde damgalanmasından sonra kullanılabileceğini ifade etmektedir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM : Damgayla İlgili Uygulama Usul ve Esasları
Damganın iptali
MADDE 9 – (1) Damgalanmış ölçü ve ölçü aletleri, yapılacak muayenelerde, mevzuat hükümlerine uygun bulunmadığı takdirde, il müdürlüklerince damgaları iptal edilerek kullanımdan men edilir.
Damganın yaptırılması
MADDE 10 – (1) Genel Müdürlük, il müdürlükleri ve belediyelerin kullanacağı damgalar bedelleri Bakanlıkça ödenmek üzere Bakanlık tarafından yaptırılır.
(2) Yetkilendirilmiş imalatçıların kullanacağı damgalar, Bakanlık tarafından veya Bakanlığın uygun görüşü ile imalatçılarca yaptırılır. Ancak damgaların Bakanlık tarafından yaptırılması durumunda, bedelleri ilgili imalatçı tarafından ödenir.
Damga mecburiyeti
MADDE 11 – (1) 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu kapsamında bulunan ölçü ve ölçü aletlerinin kullanılabilmesi için damgalanmış olması zorunludur
5- Ölçüler ve Ayar Kanununun Yasaklar başlıklı 14. maddesinin b, c ve d bentlerinde damgalanmamış ölçü ve ölçü aletlerinin satışa arzı veya satılması, damgası kopmuş, damga süresi geçirilmiş veya iptal edilmiş aletlerin kullanılması ve satışa arzı veya satılması, tamir ve ayarlarının yetki belgesi taşımayan kişilerce yapılması yasaklanmıştır. Bunlardan damganın ölçü aletinin yasal çerçevede kullanılması için zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.
6- Mühür Bozma suçu 765 Sayılı TCK’ nın ” Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Cürümler ” başlıklı üçüncü Babının ” Mühür Fekki ve Hükümletin Muhafazası Altında Bulunan Eşyayı Çalmak ” başlıklı onuncu faslındaki 274. maddesinde düzenlenmişken, 5237
Sayılı TCK’ nın ” Topluma Karşı Suçlar ” başlıklı üçüncü kısmının ” Kamu Güvenine Karşı Suçlar ” başlıklı dördüncü bölümüne alınmıştır.
Millete ve Devlete Karşı Suçlar ise 5237 Sayılı Yasanın dördüncü kısmında, 247 ile 343. maddeleri arasında 8 bölüm halinde düzenlenmiştir. Görüleceği gibi Mühür Bozma suçu Devlet otoritesi değil kamu güvenine karşı işlenmiş suçlardandır. Mevzuat gereği konulan mührün kaldırılmasının da topluma karşı olduğu ve kamu güvenini sarsacağı hususunda da kuşku bulunmamaktadır.
7- TCK’ nın 203. maddesindeki ” kanun veya yetkili makamların ” şeklinde düzenleme ile veya bağlacı kullanılarak mühürlemeyi ya yetkili makamların yapması ya da dayanağını kanundan alması amaçlanmıştır. Aradaki veya bağlacı çıkarılarak yetkili makam ve kanun terimlerinin birlikte değerlendirilmesinin ve mutlaka kamu görevlisi tarafından yapılması gerektiği düşüncesinin doğru olmadığı kanaatindeyim.
Anayasa Mahkemesi, TCK’ nun 203. maddesinde yazılı bulunan ” yetkili makamların ” ibaresinin Anayasa’ nın 38. maddesine aykırı olduğu, zira yasada hangi yetkili makamın, hangi şartlarda, nerelerde, nasıl, hangi amaçla mühürleme yapabileceğinin belirtilmesi gerekirken, bu hususlar belirtilmeksizin salt yetkili makamın emri şeklindeki düzenlemenin ” kanunilik ilkesine ” aykırı olduğu şeklindeki başvuruyu, ” mühür, kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulmaktadır. Mühürleme, kanun ya da yetkili makamların emri uyarınca yapılmaktadır. Kanunlarda, ‘ bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için ‘ mühür konulması şeklinde bir düzenlemeye yer verilmesi durumunda, kanunun emriyle konulan mühür söz konusu olmaktadır. Bunun yanında idari organlar kanunlarla, bir iş veya işlemin yerine getirilmesi konusunda yetkili kılınabilirler. Kanunla verilen bu yetkiyi kullanan organlar, ‘ bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için ‘ mühür konulması emrini verebilirler. Burada mühürleme emrini verme yetkisi dayanağını yine kanundan almaktadır.”gerekçesiyle reddetmiştir. ( 22.05.2013 tarih ve 2012/77 E. 2013/66 K sayılı kararı )
Karardan yetkili makamların idari organlardan ibaret olmadığı, mühürleme yetkisinin kanundan alınması gerektiği, mührü uygulayan makamın yetkisini kanundan almasının yeterli olduğu anlaşılmaktadır.
8- Ölçüler ve Ayar Kanununun Ceza Hükümleri Başlıklı Üçüncü Bölümünün İdari Cezalar başlıklı 15. Maddesinin ” c ” bendi ” Damgası kopmuş, bozulmuş, damga süresi dolmuş ölçü aletini kullanan kişiye, bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca bu ölçü aletlerine el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. ” hükmünü amirdir.
Kişinin ölçü aletinin üzerinde bulunan bakanlık mührünü kaldırdığının belirlenmesi halinde TCK’ nun 203. maddesi ile cezalandırılmalı, aksi halde, yani mührü kaldıranın o olmadığı ancak mührü bulunmayan, bozulmuş veya süresi dolmuş sayacı kullandığı anlaşılan sanık hakkında da idari para cezası uygulanmalıdır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkemenin kararının onanması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.