Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/19540 E. 2014/22311 K. 24.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/19540
KARAR NO : 2014/22311
KARAR TARİHİ : 24.12.2014

Tebliğname No : KD – 2014/297771

Mühür bozma suçundan sanık P. S.. hakkında yapılan yargılama sonucunda; mahkumiyetine ilişkin Ankara 11.Asliye Ceza Mahkemesince verilen 10/07/2012 tarih ve 2011/178 Esas, 2012/953 Karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 03/02/2014 gün ve 2012/30622 Esas, 2014/1634 Karar sayılı onama kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 09.10.2014 günlü itiraz yazısı ile dosya dairemize gönderilmekle, 05.07.2012 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa’nın 99. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 308. maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.10.2014 günlü itirazının, 6325 sayılı Kanunun 99. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 308/3. madde ve fıkrası gereğince kabulüyle, Dairemizin 03/02/2014 gün ve 2012/30622 Esas, 2014/1634 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına,
1- Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca Dairemize gönderilen 12.11.2013 tarih ve 29415146-2525 sayılı cevabi yazıdan; suça konu mühürleme tutanaklarını düzenleyen …. Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin, 22.04.2010 mühürleme tarihinden önce 28.01.2009 tarihinde özelleştirildiği anlaşılmış olup, mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunmasının zorunlu olduğu, ne özelleştirme uygulamaları hakkındaki 4046 sayılı Kanun’da, ne 20.02.2001 tarih ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile 14.03.2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda, ne de başka bir özel Yasada özelleştirme sonrasında özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK’nun 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmediği, buna göre özel hukuk tüzel kişisi olarak kamusal yetki kullanma hakkı olmadığından, Anayasa ve Kanuna dayalı kamusal yetkiyi kullanan bir makam tarafından konulmuş mühürleme işleminin bulunmaması nedeniyle, sanığa yüklenen “mühür bozma” suçunun unsurları oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Kabule göre ise de;
TCK’nun 50/2. maddesindeki “suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hâllerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adli para cezasına çevrilmez” hükmüne aykırı olarak tercih edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.