Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/19247 E. 2015/32387 K. 30.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/19247
KARAR NO : 2015/32387
KARAR TARİHİ : 30.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2013/272085
MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2011/561 (E) ve 2013/383 (K)
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

Suça konu abonelik sözleşmesi üzerinde yazılı bayi adının sanığın sahibi olduğu işyerine ait olması ve sözleşmede yer alan imzaların müştekinin eli ürünü olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edilmesi karşısında; mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1-Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilerek sanığa önödeme önerisinde de bulunarak, sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; hapis cezası ertelenen sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiş,
3-Adli emanetin 2010/924 sırasında kayıtlı suça konu belgelerin dosyada delil olarak saklanması yerine ilgili şirkete iadesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/12/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.