Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/18013 E. 2015/1074 K. 02.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/18013
KARAR NO : 2015/1074
KARAR TARİHİ : 02.02.2015

Tebliğname No : 11 – 2013/240688
MAHKEMESİ : Aydın 3. (Kapatılan İncirliova) Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2012/1075 (E) ve 2013/331 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

1-Sanık M.. A..’ün müştekiler M.. Ş.. ve N.. Ş..’ı borçlu ve kefil olarak gösterdiği 19 adet senedi diğer sanık A.. Ş..’a müştekiler adına imzalattığı, bu suretle her iki sanığın da resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanık M.. A..’ün ve müdafiinin, yazılı ve sözlü savunmaları ile temyiz dilekçelerinde, bu senetlerle birlikte imzalatılan ancak davaya konu olmayan 03.08.2009 vade tarihli senedin müşteki M.. Ş.. tarafından ödendiğini, yani müştekilerin senetlere diğer sanık Ali tarafından atılan imzalardan haberdar olduklarını belirtmeleri, bu senedin ödendiğine dair banka dekontunu da dosyaya ibraz etmeleri karşısında; bahse konu 03.08.2009 vade tarihli senet aslı dosyaya getirilerek üzerindeki imzaların müştekilerin eli ürünü olup olmadığı yönünden bilirkişi raporu aldırılması, şayet imzalar müştekilere ait değil ise; müşteki M.. Ş.. duruşmaya celp edilip, bu senede ilişkin ödemeyi neden yaptığı, A.. Ş..’ın kendi adlarına attığı imzalardan en başından beri haberi olup olmadığı, sanık A.. Ş..’a bu yönde bir icazet veya talimat verip vermediğinin sorulması, gerekirse N.. Ş..’ın da aynı gerekçelerle beyanlarının alınmasından sonra Sanık A.. Ş..’ın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucunda mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Sanık M.. A..’ün müştekiler M.. Ş.. ve N.. Ş..’ı borçlu ve kefil olarak gösterdiği 19 adet senedi diğer sanık A.. Ş..’a müştekiler adına imzalattığı, bu suretle her iki sanığın da resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanık A.. Ş.. aşamalarda, diğer sanık Mehmet’in suça konu senetlerle işyerine geldiğini, ağabeyi ile sorun yaşayacağını belirtip kendisinden senetleri imzalamasını istediğini, kendisinin de sanık Mehmet’in huzurunda bu senetleri imzaladığını belirtmiş ve bu savunmaları A.. Ş..’ın yanında çalışan işçisi tanık C.. P.. tarafından doğrulanmış ise de; sanık M.. A..’ün aşamalarda istikrarlı bir biçimde, suça konu senetleri diğer sanık A.. Ş..’a bıraktığını, daha sonra bu senetlerin imzalanmış şekilde kendisine getirildiğini, borç ödenmeyince de vadesi gelen senetleri icra takibine konu ettiğini, senetleri kimin imzaladığını bilmediğini, hatta bu senetlerden bir tanesini de müşteki M.. Ş..’ın ödediğini savunması, ayrıca sanık Mehmet Akgül’ün suça konu senetlerden vadesi gelmiş olan iki adedini başka bir kimseye devretmeksizin icra takibine koyması karşısında; adı geçen tanık ifadesi dışında Sanık M.. A..’ün atılı suçu işlediğine dair kesin, somut ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
3-Kabule göre de;
a) 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinin uygulanabilmesi için “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” gerektiği, suça konu senetlerin sanık M.. A.. tarafından bir bütün halinde getirilip, diğer sanık A.. Ş.. tarafından da müştekiler N.. Ş.. ve M.. Ş.. adına imzalanarak aynı anda oluşturulduğu, senetlerden iki adedi ile ilgili olarak başlatılan icra takibine sanık A.. Ş..’ın herhangi bir iştirakinin bulunmadığı ve bu senetleri farklı zamanlarda düzenlediği veya kullandığına dair delil de elde edilemediği cihetle; TCK’nun 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği karşısında, TCK’nun 43. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, eylemin kül halinde 5237 sayılı Yasanın 204/1. maddesinde öngörülen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ancak sanığın güttüğü amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge çeşitliliği dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayini gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde, sanık A.. Ş.. hakkında kurulan hükümde suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK’nun 43. maddesi uyarınca arttırılması suretiyle fazla ceza tayini,
b) Dosya kapsamından, sanık M.. A..’ün suça konu senetleri, diğer sanık A.. Ş.. ve müştekiler tarafından da kısmen doğrulanan aralarındaki un alışverişine karşılık olarak sanık A.. Ş..’a imzalatıp vadesi gelen iki adet senedi de icra takibine konu ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın üzerine atılı eylemin 5237 sayılı TCK’nun 211. maddesi kapsamında “bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı amacıyla resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde değerlendirilip tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.