Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/17987 E. 2015/31815 K. 14.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/17987
KARAR NO : 2015/31815
KARAR TARİHİ : 14.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2013/210582
MAHKEMESİ : Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2013
NUMARASI : 2012/335 (E) ve 2013/39 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Sanık müdafiinin vaki duruşmalı inceleme isteminin hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 318. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Belgede sahtecilik suçlarında suçun konusu belge olup korunan hukuki yarar kamu güvenidir ve suçun geniş anlamda mağduru toplumu oluşturan bireylerdir. Nitekim belgede sahtecilik suçlarına ilişkin TCK’nun 204-212. maddeleri Kanunun Kamu Güvenine Karşı Suçlar bölümünde yer almaktadır. Bununla birlikte belgede sahtecilik suçunun işlenmesiyle haksızlığa uğrayan gerçek ve tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri mümkündür. Belgede sahtecilik suçunun işlenmesi nedeniyle farklı kişilerin çıkarlarının zedelenmiş olması suçun bu öncelikli niteliğini değiştirmeyeceği gibi zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına da engel değildir. Bu açıklamalara göre somut olayda; sanığın mağdurlar S.. Ö.., Ö.. Ş.. ve O.. K.. adına sahte senetler düzenleyip kullandığı kredilerin teminatı olmak üzere aynı anda ….bankası Bursa Şubesi’ne verdiği anlaşılmakla, suça konu senetlerin farklı tarihlerde düzenlendiklerine dair kesin delil bulunmaması karşısında, eylemin kül halinde 5237 sayılı TCK’nun 204/1, 43/2. maddeleri kapsamında zincirleme şekilde tek bir resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, eylemin üç ayrı resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi,
2- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.