YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/17833
KARAR NO : 2015/16180
KARAR TARİHİ : 16.02.2015
Tebliğname No : KYB – 2014/301714
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 15/08/2014 gün ve 2014-16010/54474 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05/09/2014 gün ve KYB.2014/301714 sayılı ihbarnamesi ile;
Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan şüpheli B.. D.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Artvin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/05/2014 tarihli ve 2014/301 soruşturma, 2014/357 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına dair Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 30/06/2014 tarihli ve 2014/1057 Değişik İş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
Rize Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “şüphelinin Artvin Devlet Hastanesinde Acil Tıp Uzmanı olarak görev yaptığı, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılama yapılabilmesi için 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’a göre izin vermeye yetkili merciden izin alınması gerektiği, ancak şüpheli hakkında soruşturma izni alınmaksızın eksik araştırma sonucu yazılı şekilde kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı” olduğu görülerek takipsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de;
Şüpheli B.. D..’ın üzerine atılı suçun konusunun; N. B. hakkında 09.06.2013 tarihli ve 1032 sayılı tanık Sibel Şahin kaşesi bulunan adli raporun sahte düzenlendiği iddiasına ilişkin olduğu, bir başka deyişle şüphelinin yaptığı işin Kanun dairesinde kendisine verilen Adliye ile ilgili görev ve işlerden olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 161/5. maddesinde; Kanun dairesinde kendisine verilen Adliye ile ilgili görev ve işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri hakkında 4483 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınmaksızın doğrudan soruşturma yürütüleceği düzenlemesine yer verildiği, bir başka deyişle şüpheli B.. D..’ın suça konu eylemi bakımından 4483 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınmaksızın doğrudan soruşturma yürütülmesi gerektiği, bu sebeple 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasını belirten Rize Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının hukuka aykırı olduğu cihetle, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 161/5. maddesinde; “Kanun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri ile Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk amir ve memurları hakkında Cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılır. Vali ve kaymakamlar hakkında 02.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri, en üst dereceli kolluk amirleri hakkında ise, hakimlerin görevlerinden dolayı tabi oldukları yargılama usulü uygulanır.” denmek suretiyle adliye ile ilgili görev ifa eden kamu görevlilerinin bu görevleri
kapsamında işledikleri suçlardan dolayı soruşturma iznine gerek olmadan resen soruşturma yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda ise; suç tarihinde Artvin Devlet Hastanesinde doktor olarak görev yapan şüpheli B.. D..’ın, adli bir soruşturma kapsamında Genel Adli Muayene Raporu düzenlemesi eyleminin “adliye ile ilgili görev” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine göre, Nermin Büyükdillan hakkında 09.06.2013 tarihli ve 1032 sayılı tanık doktor Sibel Şahin’in kaşesi bulunan Genel Adli Muayene Raporunun sahte düzenlendiği iddiasından dolayı soruşturma yapılması için yetkili merciin iznine ihtiyaç bulunmadığı cihetle, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın reddi yerine, şüpheli hakkında soruşturma izni alınmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gerekçesiyle itirazın kabulü ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına ilişkin mercii kararında isabet bulunmayıp, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Artvin Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06.05.2014 gün ve 2014/301 soruşturma, 2014/357 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2014 gün ve 2014/1057 Değişik İş sayılı kararının CMK’nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.