Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/16477 E. 2015/31869 K. 16.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/16477
KARAR NO : 2015/31869
KARAR TARİHİ : 16.12.2015

Tebliğname No : 9 – 2013/210931
MAHKEMESİ : Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2013/219 (E) ve 2013/304 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak

1-Cumhuriyet savcısı ile sanığın “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Sanığın, Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.03.2012 tarihinde kesinleşen 16.12.2010 tarih , 2010/383-558 E/K sayılı, TCK’nun 142/1-b ve 62. maddeleri gereğince hükmolunan en ağır cezayı içerir 2 yıl 6 ay hapis cezasına dair hükümlülük kaydı nedeniyle mükerrir olduğu hakkında TCK’nun 58. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ile sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasına “sanığın Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.03.2012 tarihinde kesinleşen, 16.12.2010 tarih , 2010/383-558 E/K sayılı ilamında hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasını içerir önceki hükümlülüğü nedeniyle mükerrir olduğu anlaşıldığından, TCK.nun 58/6-7 maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezasının infazından sonra hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ifadesi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Cumhuriyet savcısı ile sanığın “başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Yalan beyanı üzerine kamu görevlisi tarafından henüz belge düzenlenmeden sanığın kendiliğinden gerçeği bildirmiş olması karşısında, gönüllü vazgeçmeye ilişkin TCK’nun 36. maddesi uyarınca sanığa ceza verilmesi mümkün bulunmadığından, tebliğnamedeki eylemin “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu oluşturacağına ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir.
02.12.2012 tarihli tutanak içeriğine göre, işlediği başka suç nedeniyle hakkında yakalama emri bulunan sanığın yakalandığı sırada üzerinde bulunan suça konu sahte nüfus cüzdanını görevlilere ibraz etmekle birlikte herhangi bir tutanak düzenlenmeden yapılan ön görüşmede nüfus cüzdanının sahte olduğunu beyan ederek gerçek kimliğini açıkladığı, hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemediği, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği ve 5237 sayılı TCK’nun 268. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.