YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/16334
KARAR NO : 2014/19376
KARAR TARİHİ : 17.11.2014
Tebliğname No : KYB – 2014/231549
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 12.06.2014 gün ve 2014/11902/40633 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 23.06.2014 gün ve KYB 2017/231549 sayılı ihbarnamesi ile;
Açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan şüpheliler A.. Ç.. ve F.. Ç.. haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/11/2013 tarihli ve 2013/104031 soruşturma, 2013/44255 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/02/2014 tarihli ve 2014/253 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, her ne kadar imzalı olarak verilen senetlerin boş kısımlarının gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği iddiası ile ilgili olarak müştekilerin yazılı delil başlangıcı dahi ileri sürememiş olmaları sebebiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından müşteki ile şüpheliler arasındaki hukuki ilişkinin kapsamı ve süresi, şüphelilerin suça konu senedi aralarındaki hukuki ilişkinin sona ermesine rağmen gerçeğe aykırı olarak doldurduğuna dair delil ve belgelerin nelerden ibaret olduğu şüpheli ve müşteki tanıkları dinlenmek suretiyle araştırılarak eylemin açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu oluşturup oluşturmadığına karar verilmesi, dolayısıyla isnat edilen suça ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına yarar her türlü delilin resen ve etraflıca araştırılarak ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 01.11.2013 gün ve 2013/104031 soruşturma, 2013/44255 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2014 gün ve 2014/253 değişik iş sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.