Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/16149 E. 2016/605 K. 27.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/16149
KARAR NO : 2016/605
KARAR TARİHİ : 27.01.2016

Tebliğname No : 11 – 2013/174135
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2013
NUMARASI : 2012/645 (E) ve 2013/52 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Sanık R.. S..’in yokluğunda verilen hükmün tebliğ işleminin usulsüz ve hukuken geçersiz olduğu anlaşılmakla,19.07.2013 günlü temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde yapıldığı kabul edilerek yapılan incelemede;
1- Sanıklar R.. S.. ve Z.. P..’in suça konu iki adet çalıntı çeki hakkında beraat hükmü kurulan H.. C..’a vermek suretiyle kullanarak resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında, sanık R.. S..’in soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki anlatımlarında,hakkında beraat hükmü kurulan H.. C..’un mallarının pazarlamacılığını yaptığını ve sanık Z.. P..’e sattığı mal karşılığında suça konu çekleri Z.. P..’in işyerinde bulunmadığı sırada telefonla verdiği talimat üzerine çalışanı E… isimli şahıstan alarak ciro edip H.. C..’a verdiğini savunması, H.. C..’un ise sanıklar R.. S.. ile Z.. P..’in ortak mobilya mağazası işlettiklerini,bu şahıslara sattığı mobilya karşılığında her iki sanığın da hazır bulunduğu ortamda sanık R.. S..’in suça konu çekleri ciro ederek kendisine verdiğini savunması, sanık Z.. P..’in sanık R.. S..’in H.. C..’un elemanı olduğunu, kendisi ile herhangi bir ortaklığının bulunmadığını savunarak suçlamayı kabul etmemesine karşın, yargılama aşamasındaki savunmalarında ve temyiz dilekçesinde, suça konu çekler dışında aynı şahsa ait iki adet çekin daha kendisinde bulunduğunu bu çekleri M.K. isimli şahıstan aldığını ve suça konu olanları M…. K…’in kendi yanında R.. S..’e verdiğini savunması, suça konu çekler üzerinde R.. S..’e ilişkin herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmamış olması ve R.. S..’in başkaca bir çalıntı çeke ilişkin Yargıtay 21. Ceza Dairesi’nin 2015/5153 esasında kayıtlı Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15/12/2011 gün ve 2011/171 E. 2011/666 K. sayılı dava dosyasında da söz konusu davaya konu çeki Z.. P..’den aldığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi bakımından, savunmalarda adları geçen M… K…. ile E… isimli şahısların açık kimlik bilgi ve adreslerinin sanıklardan sorularak tespitleri halinde tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması, sanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmeye çalışılması, çeklerdeki ön yüzdeki yazı, rakam ve imzalar ile arka yüzdeki birinci ciranta olarak görünen açık kimliği ve adresi belirlenemeyen A….. A…. isim yazısı ile imzanın sanık R.. S..’e ait olup olmadığına ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinin gözetilmemesi, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu belge asıllarının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, denetime imkan verecek şekilde asıllarının dosya içine konulması, aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılması sonucuna göre, sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini yerine eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı,
2- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.