Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/15659 E. 2014/16925 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/15659
KARAR NO : 2014/16925
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

Tebliğname No : KYB – 2014/202525

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 22.05.2014 gün ve 2014-10232/35068 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10.06.2014 gün ve KYB. 2014/202525 sayılı ihbarnamesi ile;
Tebliğ memuruna hüviyet ve sıfatı hakkında yalan beyanda bulunarak tebliğ evrakını almak suçundan şüpheli S.. G.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/11/2013 tarihli ve 2013/21708 soruşturma, 2013/24173 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/01/2014 tarihli ve 2014/63 değişik iş sayılı kararı kapsayan dosyanın incelemesinde;
Dosya kapsamına göre, her ne kadar şüpheli soruşturma esnasında kollukta tespit edilen ifadesinde “…postacı eve geldiğinde bana B. A. G.’i sormadı, bana doğrudan mahkemeden tebligatınız var deyince bende aldım okuyunca B. A. G.’e ait olduğunu gördüm ve postacıya bu şahsın burada oturmadığını söyledim, postacı akrabası olarak almak zorunda olduğumuzu aksi takdirde suç teşkil edeceğini söyledi, ben de bunun üzerine tebligatı aldım…” şeklinde beyanda bulunmuş ise de, posta dağıtım elamanı olan tanık M. B. “…tebligat adresine gittiğimde adreste oturan ve bana yengesi olduğunu beyan eden bayana tebligatı verdim. Ben kendisinin akrabası olup olmadığını sorduğumda yengesi olduğunu ve bana şahsa ulaştıracağını söylemesi üzerine teslim etmiş idim ve tebligatı imzalattım..” şeklindeki beyanı ve müşteki tarafından soruşturma dosyasına ibraz edilen belgelerden bahse konu tebligat işlemi öncesinde şüpheli ve şikâyetçi arsında hukuk ve cezai uyuşmazlıklarının olduğu ve aralarında husumet bulunduğu anlaşılması karşısında, delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu gibi bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
Kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 19.11.2013 gün ve 2013/21708 (35) soruşturma, 2013/24173 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.01.2014 gün ve 2014/63 değişik iş sayılı kararının CMUK’nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.