Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/15313 E. 2016/975 K. 11.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/15313
KARAR NO : 2016/975
KARAR TARİHİ : 11.02.2016

Tebliğname No : 11 – 2013/169152
MAHKEMESİ : Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2010/299 (E) ve 2012/716 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, bedelsiz kalan senedi tahsile koymak

I. Sanıklardan K.. U..’un hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezasının nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
II. Sanık A.. G.. hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1- Katılanların satın aldıkları biçerdöveri iade etmiş olmalarına rağmen, biçerdöver karşılığında vermiş oldukları beş adet bonoyu iade etmeyerek, 20.000 Avro’luk bedelli bir bonoyu takibe koyduklarının iddia ve kabul olunduğu olayda, sanık A.. G..’in, katılanların biçerdöver için verdikleri bonoları yaptıkları görüşmelere rağmen ödemediklerini, satış için aracı olan Asım’ın katılanların biçerdöveri iade etmek istediklerini söylemesi üzerine, aracı masraf yapmak suretiyle Ankara’ya götürdüğünü, iade nedeniyle Ankara’dan geliş masraflarının da yedlerinde kaldığını, biçerdöverin bir buçuk yıl zarfında kullanılması nedeniyle kira kaybının olduğunu, biçerdöverin tabla adı verilen 10.000 Avro’luk aparatının gönderilmediğini, bu aparatı icra marifetiyle alabildiklerini, tüm bu masrafları için bir tek bono ile icra takibi yaptıklarını savunması, katılanların, biçerdöveri 2006 yılının Haziran ayında aldıklarını, aynı yılın Kasım ve Aralık aylarında A… isimli kişinin gelerek biçerdöverin tablasını köyde bırakarak alıp götürdüğünü, biçerdöverin tehditle alındığını, parasını ödemeyecekleri iddiasının da doğru olmadığını, ekonomik sebeplerden kaynaklandığını, tablanın sanık tarafından sanki kendi mallarıymış gibi icra marifetiyle alındığını, hakkında beraat kararı verilen A… E…’ın, katılanlardan F.. C..’ın borcunun ödemeyince biçerdöveri iade etmesinin uygun olacağını söyleyerek, biçerdöveri çalıştırma ve yıpranma bedeli ile diğer masraflar için 20.000 Avro’luk senedi ödeyeceğini, yine biçerdöverin tablasının başka yerde olduğunu belirterek sonradan verebileceğini belirttiğini beyan etmesi, iade edilen biçerdöver tablasının icra marifetiyle haczedilmek suretiyle alınmış olması karşısında, gerçeğin ve suç kastının kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için, biçerdöverin müştekilerin kullanımında kaldığı süre ve bu süre zarfında tahakkuk eden kira alacağının, biçerdöver tablasının suç tarihindeki değerinin ve sanık tarafından yapıldığı tespit edilebilecek diğer giderlerin bilirkişi marifetiyle somut olarak belirlenerek, elde edilecek miktarın senet bedeline kıyaslanmak suretiyle, sanığın suç kastının mevcut olup olmadığının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2. Kabule göre de;
TCK’nun 156. maddesinde yer alan bedelsiz kalmış senedi tahsile koyma suçu için hapis cezası yanında para cezasının da öngörüldüğü gözetilmeden, yalnızca hapis cezası uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkının korunmasına, 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.