Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/14502 E. 2014/18113 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/14502
KARAR NO : 2014/18113
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

Tebliğname No : 2 – 2013/152575
MAHKEMESİ : Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/06/2010
NUMARASI : 2010/50 (E) ve 2010/317 (K)
SUÇ : Mühür bozma

13.01.2010 günlü iddianameyle sanık hakkında “elektrik enerjisi hakkında hırsızlık ve mühür bozma” suçlarından kamu davasının açıldığı, yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 02.06.2010 gün 2010/50-317 E.K nolu ilamıyla her iki suçtan mahkumiyet kararı verildiği, anılan kararların sanık müdafii ve katılan vekilinin süresinde temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.07.2012 günlü iade kararı ile 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca sadece “elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçu” ile ilgili olarak uyarlama yargılaması yapılması için dosyanın mahkemesine iade edildiği cihetle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iade kararından sonra mahkemece yapılan duruşma neticesinde sanık hakkında “mühür bozma” suçundan yeniden verilen 28.02.2013 gün 2012/684 E. 2013/120 K. sayılı kararın hukuken geçersiz olduğu, 28.02.2013 tarihli hükümle elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan kurulan “ortadan kaldırma” kararına yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin bir temyizinin bulunmadığı ve anılan kararın kesinleştiği anlaşılmakla; sanık müdafii ve katılan vekilinin “mühür bozma suçundan” 02.06.2010 günlü ilk karara yönelik yaptığı temyiz başvurusuna hasren yapılan incelemede gereği görüşüldü;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
I- Sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde sayılan nesnel (objektif) ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın adli sicil kaydında yer alan 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetine ilişkin eyleminin, 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüştüğü, diğer eylemlerinin ise “taksirle yaralama” suçuna ilişkin olduğu, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nun 231/6-a maddesinde gösterilen, “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel (objektif) koşulunun bulunduğu, aynı Yasanın 231/6-c maddesinde gösterilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel (objektif) koşullardan bir diğeri olan suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesinde esas alınacak zararın, kanaat gerici basit bir araştırmayla belirlenecek maddi zarar olduğu, manevi zararın bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, somut olayda sanığa yüklenen mühür bozma suçundan dolayı doğrudan herhangi bir zarar doğmadığı ve olumlu kişilik özellikleri nedeniyle takdiri indirim hükümlerinin uygulandığı gözetilerek, sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları” göz önünde bulundurularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, katılan kurumun zararı giderilmediği biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
II- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre katılan lehine 1.000 TL yerine 100 TL vekalet ücretine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.