Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/12950 E. 2014/15695 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/12950
KARAR NO : 2014/15695
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/266715
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/05/2011
NUMARASI : 2010/572 (E) ve 2011/251 (K)
SUÇ : 213 sayılı Yasaya muhalefet

Sanıkların, 2009-2010 takvim yıllarında iddia edilen sahte fatura düzenlemek suçlarından eylemlerine uyan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5728 sayılı Kanunun 276. maddesiyle değişen ve suç tarihinde yürürlükte olan 359/b maddesi uyarınca temel cezanın 3 yıl yerine 18 ay hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle sonuç ceza eksik belirlenmesi nedeniyle, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.06.2009 gün, 114/161 sayılı kararında belirtildiği üzere bir atıfetten iki kez istifade edilemeyeceği cihetle sanıklar hakkında kazanılmış hak nedeniyle fazla ceza tayin edilemeyecekse de, 5728 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinden yararlanamayacağı anlaşılmakla, bu maddenin değerlendirilmemesi bozma nedeni yapılmamıştır.
1. Atasoy…Ltd. Şti’nin müdürü olan A.. E.., ortağı olan M.. K.. ile muhasebecisi olan R.. C..’un 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediklerinin iddia olunması, sanıklardan A.. E..’ın savunmasında M.. K..’in işleri yönettiğini, üç ay süre ile şirket müdürlüğünü üstlendiğini, M.. K..’in inşaatlarda işçi olarak çalıştığını, C.. A.. isminde birinin maaş karşılığında kendisini şirket müdürü yaptığını, R.. C..’un ise şirketin dışardan mali müşavirliğini yaptığını ileri sürmesi, vergi tekniği raporu ekindeki ticaret sicil memurluğu yazısından, 30.07.2009 tarihli karara göre on yıllığına şirketi temsil ve ilzama A.. E..’ın yetkili olduğunun belirlenmesine rağmen dosyada bulunan 29.12.2009 tarihli limited şirket hisse devri sözleşmesine göre hisselerini F.. U..’a devrettiğinin anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sahte fatura düzenleme eylemine temsilci dışındaki diğer sanıkların iştirak edip etmediğinin belirlenmesi için, 2009 ve 2010 yılarında anılan şirketin yetkili temsilcisi araştırılıp, suç ve cezaların şahsiliği açısından temsilci dışındaki sanıklar tarafından şirket faaliyetleriyle ilgili beyanname, şirkete ait bir belge düzenlenip düzenlenmediği, müdür veya ortak sıfatıyla şirketten bir maaş yada pay alıp almadıklarının araştırılması, gerekirse sanıkların imza örnekleri alınarak şirketin kuruluş safhasında vergi dairesi ve ilgili kurumlara sunulan belge asıllarındaki yazı ve imzalar ile düzenlenen sahte faturalardaki yazıların karşılaştırılması için bilirkişi incelemesi yaptırılması, sahte faturaları kullanan şirket yetkililerinden bu faturaları kimden aldıklarının sorulması, yalnızca şirketin muhasebeciliğini yapmanın suça iştirak etmek anlamına gelmeyeceği de gözetilerek R.. C..’un suça iştirakinin tartışılmasından sonra sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2. Kabule göre de;
a. Sanıkların, 2009-2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından eylemlerine uyan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5728 sayılı Kanunun 276. maddesiyle değişen ve suç tarihinde yürürlükte olan 359/b maddesi uyarınca temel cezanın 3 yıl yerine 18 ay hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle sonuç cezanın eksik belirlenmesi,
b. Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası gereğince aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluklarının aynı Yasanın 53/3. maddesi de nazara alınarak uygulanması gerektiğinin gözetilmesi,
Yasaya aykırı, sanıklar A.. E.. ve R.. C.. müdafileri ile sanık M.. K..’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanıkların ceza miktarı itibarıyla kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 25.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.