Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/11428 E. 2014/21088 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/11428
KARAR NO : 2014/21088
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

Tebliğname No : KYB – 2014/122354

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 28.03.2014 gün ve 2013/6399/22850 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14.04.2014 gün ve KYB 2014/122354 sayılı ihbarnamesi ile;
Resmi belgede sahtecilik suçundan şüpheli Avukat K. S.. hakkında son soruşturmanın açılması talebiyle Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 08/11/2012 tarihli ve 2012/11361 soruşturma, 2012/2534 esas, 2012/231 sayılı iddianame üzerine, son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/12/2012 tarihli ve 2012/64-32 sayılı kararına müştekiler vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/05/2013 tarihli ve 2013/1172 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre;
1- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 60. maddesinde yer alan “59 uncu maddede yazılı mahkemelerin tutuklama veya salıverilmeye yahut son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair kararlarına karşı Cumhuriyet Savcısı veya sanık tarafından genel hükümler uyarınca itiraz olunabilir. Bu itiraz, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesi hariç olmak üzere, itiraz edilen kararı veren mahkemeye en yakın ağır ceza mahkemesinde incelenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair karara yönelik itirazı incelemeye yetkili mahkemenin suçun işlendiği yer Ağır Ceza Mahkemesi hariç olmak üzere, Manavgat Ağır Ceza Mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi olduğu gözetilmeden yazılı şekilde itirazın esastan incelenmesinde,
2- Avukat olan şüphelinin müdafiiliğini üstlendiği H. Z..’un, H. S..’a ait kimliği kendi kimliği gibi kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçundan sanık sıfatıyla Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/247 esasında yargılanması sonucunda, 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair verilen 24/06/2011 tarihli ve 2011/366 sayılı kararın 09/09/2011 tarihinde kesinleştiğini bildiği hâlde, davacı H. S..’ın önceki vekili aracılığıyla diğer davalılarla birlikte, davalı Nüfus Müdürlüğü aleyhinde Antalya Asliye 8. Hukuk Mahkemesinin 2011/827 esasına kayden açtığı isim ve soyisim tashihi istemli davanın 15/09/2011 tarihli oturumuna H. S..’ın kimlik bilgileriyle tanzim edilen vekâletnameyi sunarak davacı H. Z.. vekili sıfatıyla katıldığı iddiası üzerine yapılan soruşturma sonunda; Avukat K. S..’ın 06/06/2012 tarihli savunmasında, müdafiliğini üstlendiği H. Z..hakkında Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/247 esasında açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, mahkemece verilen mahkumiyet kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı üzerine, Nüfus Müdürlüğüne başvuran H. Z..’un talebi ile ilgili olarak H. Z.. adına kimlik düzenlenemeyeceğine dair karar verilmesi sebebiyle, Antalya Asliye 8. Hukuk Mahkemesine açtığı isim ve soyisim tashihi istemli davada H. S..ın kimlik bilgileriyle tanzim edilen vekâletnameyi sunduğunu, ancak suç işleme kastının bulunmadığını, müdafileri Avukatlar E. B.., B. İ.. ve Z. İ.. S..’ın da müvekkillerinin savunmalarına aynen katıldıklarını belirtmiş ise de; adı geçen avukatın savunması ile, iddia
konusu isim ve soyisim tashihi davasında mahkemeye H. S..’ın kimlik bilgileriyle düzenlenen vekâletnamenin sunulmasında mahkemeyi yanıltmaya ve yargılamayı etkilemeye yönelik kastın mevcut bulunup bulunmadığı hususlarının yargılama aşamasında değerlendirilmesi gerektiği, mevcut delillerin son soruşturmanın açılması için yeterli olduğu, suçun manevi unsuru olan kastın ve delillerin takdir ve değerlendirilmesinin de son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 60. maddesinde yeralan ’59 uncu maddede yazılı mahkemelerin tutuklama veya salıverilmeye yahut son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı veya sanık tarafından genel hükümler uyarınca itiraz olunabilir. Bu itiraz, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesi hariç olmak üzere, itiraz edilen kararı veren mahkemeye en yakın ağır ceza mahkemesinde incelenir.’ hükmü karşısında, son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına ilişkin karara yönelik itirazı incelemeye yetkili mahkemenin suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesi hariç olmak üzere, Manavgat Ağır Ceza Mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi olduğu gözetilmeden yazılı şekilde itirazın esastan incelenmesinde isabet bulunmadığı cihetle, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki (1) nolu istem yerinde görüldüğünden, Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.05.2013 tarih ve 2013/1172 değişik iş sayılı kararının CMK’nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, incelenmesinde fayda görülmeyen (2) nolu istem hakkında bu aşamada karar verilmesine, yer olmadığına, müteakip işlemlerin mahallinde ikmalinde, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.