Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/11417 E. 2016/681 K. 28.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/11417
KARAR NO : 2016/681
KARAR TARİHİ : 28.01.2016

Tebliğname No : 11 – 2014/135944
MAHKEMESİ : Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2008
NUMARASI : 2007/296 (E) ve 2008/836 (K)
SUÇ : Kredi kartının kötüye kullanılması

Sanığa TK 35’e göre yapılan gerekçeli kararın tebliği usulsüz olduğundan sanığın öğrenme üzerine verdiği 05.02.2010 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü ile, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olduğundan, mahkemenin temyiz taleplerinin reddine dair ek kararlarının hukuken geçersiz olduğu belirlenerek, mahkumiyet hükmünün yapılan incelenmesinde gereği görüşüldü;
1.Müştekiye ait kredi kartından onun rızası dışında, harcama yapmadığı halde harcama yapılmış gibi işlem yaptığı iddia ve kabul olunan sanığın, müştekinin karttan çekilen para miktarı kadar harcama yaptığını, kredi kartı sliplerindeki imzanın müştekiye ait olduğunu savunması, müştekinin slipleri imzalamadığını, iş yeri sahibi tanık M. K.’nın ise, müştekinin kredi kartından çekilen miktar kadar harcama yaptığını beyan etmesi, bununla birlikte sanık ve tanığın beyanlarının, harcamaların içeriği yönünden çelişmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için, slipler üzerindeki imzaların müşteki eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, yapılan işlemlerin tanık M.K.’nın lehine olduğu da gözetilerek, bu kişi hakkında açılmış bir soruşturma ve dava olup olmadığı araştırılıp, varlığının tespiti halinde, mümkünse her iki davanın birleştirilmesi, aksi halde bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örneklerinin alınmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2. Kabule göre de;
a. Müştekiye ait kredi kartını farklı zamanlarda kullandığı iddia ve kabul olunan sanığın yüklenen suçu zincirleme şekilde işlediği gözetilmeyerek eksik ceza tayini,
b. Müştekinin itirazı üzerine bankanın borcunu sildiğini beyan ederek şikayetten vazgeçtiğini beyan etmesi, Yapı ve Kredi Bankası Aş’nin 18.01.2008 tarihli yazısına göre, kart hamilinin söz konusu işlemlere kendisine ait olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, itirazın bankaya ulaşması üzerine, ilgili tutarların üye işyerine ve üye işyerinin çalıştığı bankalara iade edildiğini, bu işlemlerle ilgili üye işyerinin bankasının herhangi bir itirazda bulunmadığından, üye işyeri bankasından alınan işlem tutarlarının müştekinin kredi kartına 16.01.2008 tarihinde alacak kaydedildiğinin belirtilmiş olması karşısında, sanığın çalıştığı iş yerinin bu tutarların iadesine itiraz etmediği de gözetilerek, 06.12.2006 tarihli 5560 sayılı Yasa ile TCK’nun 245. maddesine eklenen 5. fıkrası uyarınca sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 168. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
c. Hapis cezasının kanuni sonucu olan 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının da gözetilerek uygulanmasının gerekmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkının korunmasına, 28.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.