Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/10971 E. 2016/981 K. 11.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/10971
KARAR NO : 2016/981
KARAR TARİHİ : 11.02.2016

Tebliğname No : 11 – 2013/47917
MAHKEMESİ : Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2012
NUMARASI : 2012/281 (E) ve 2012/465 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1. Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği cihetle; somut olayda, sanığın borçlu olması nedeniyle zaman zaman M… … Ltd. Şti yetkilisi C.. M..’dan hatır çeki alıp kullandığını, suça konu çeki ise onun talimatı doğrultusunda çalışanından aldığını savunması, tanık olarak dinlenilen C.. M..’ın kovuşturma aşamasında suça konu çeki sanığa vermediğini, ancak şirketi devrettiği M.. K..’dan sanığa hatır çeki verilmesini kendisinin istediğini, şirketin C.. M..’dan sonraki yetkilisi tanık H.. E..’nun kovuşturmadaki beyanıyla çelişkili olan soruşturma beyanında, yurt dışında olan C.. M..’ın isteği üzerine şirketi devraldığını, müteakiben iki hafta sonra şirketin dağıldığını, şirketi devraldığında suça konu çekteki keşideci imzasını iyi ezberlemesini, bunun şirketin ortak imzası olduğunu, şirketin işlemlerinde bu imzanın kullanılacağını söylediklerini, bu imzayı öğrenerek devir esnasında evraklara bu imzayı attığını, iki tane de çek imzaladığını, suça konu çeki kendisinin imzalamadığını beyan etmesi karşısında; sanığın suç kastının tayini, savunmasının doğruluğu ve gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, M.. K..’nın dinlenilmesi ile, M…. …Ltd. Şti tarafından sanık yararına daha önce bu suretle düzenlenmiş ve ödenmiş çeklerin olup olmadığı araştırılıp, bunlar ile, tanık H.. E..’nun imzaladığı çekler ve şirkete ilişkin diğer evraklar getirtilerek, suça konu çek üzerindeki yazı ve imzaların sanık, H.. E.. ve M.. K..’nın eli ürünü olup olmadığının belirlenmesinden sonra, anılan çekin şirket yetkilileri ya da sanık tarafından şirket yetkililerinin rızasıyla keşide edildiğinin anlaşılması halinde sanığın bu kişiler ile başlangıçtan itibaren sahtecilik kastıyla hareket edip etmediği de belirlenerek, sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2. 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.