Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/10419 E. 2015/31519 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/10419
KARAR NO : 2015/31519
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2013/44056
MAHKEMESİ : Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2012
NUMARASI : 2012/812 (E) ve 2012/950 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, gözetim altında bulunduğu görevlinin elinden kaçmak, suç eşyasının satın alınması

Cumhuriyet savcısının temyizinin hükümlü veya tutuklunun kaçması suçuna yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Gerekçeli karar başlığına suç eşyasının satın alınması yada kabul edilmesi suçu yönünden suç tarihi olarak “ 2005 yılı Kasım ayı” olarak eklenmesi ve suça konu belgenin akıbeti hakkında mahallinde karar verilmesi olanaklı görülmüştür.
1-Suç eşyasının satın alınması ve kabul edilmesi suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 15.10.2009’dan itibaren deneme süresi içinde işlenen ikinci suçun suç tarihi olan 17.03.2011 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “suç eşyasının satın alınması ve kabul edilmesi” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, “2004 yılı Kasım ayı” olan suç tarihinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
2-Resmi belgede sahtecilik ve hükümlü veya tutuklunun kaçması suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1-15.09.2005 tarihli iddianame ile ……. Plakalı aracın tip etiketi değiştirilerek fenni muayenesinden sonra ……. plakaya tescil ettirip ruhsatının alındığı ve söz konusu araç üzerinde bulunan motor ve şase numaralarının farklı araçlara ait olduğu gerekçesi ile sanık hakkında açılan kamu davasında; sahtecilik suçunun oluşabilmesi için, yapılan sahteciliğin aldatma yeteneğini haiz olması gerekeceğinden sahte oluşturulduğu iddia olunan suça konu …… plakalı araçta yapılan değişikliğin hangi şekillerde yapıldığı ve aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunda hiçbir değerlendirme yapılmadan ve aldatma özelliğinin ne şekilde mevcut olduğu karar yerinde tartışılmadan,bu konuda herhangi bir bilirkişi raporu da alınmadan yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Hakkında tutuklama kararı verilmeyen ya da mahkumiyet hükmü bulunmayan kişilerin TCK’nın 292. maddesindeki suçun faili olamayacağı; somut olayda, suçu şüphelisi olarak gözaltına alınan ve sorgusu yapılıp tutuklanması istemi ile sulh ceza mahkemesine sevk edildiği ve duruşma salonu önünde beklendiği esnada görevlilerin elinden kaçmaya teşebbüs eden sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Yasaya aykırı,
3-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.