Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/1032 E. 2014/15694 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1032
KARAR NO : 2014/15694
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

Tebliğname No : 11 – 2012/260825
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/06/2012
NUMARASI : 2012/584 (E) ve 2012/886 (K)
SUÇ : Mühür bozma

Mühür bozma suçunun temas ettiği 5237 sayılı TCK’nun 203/1. maddesinde seçimlik ceza öngörülmesi ve aynı Kanunun 50/2. maddesinde ise, “hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse, bu ceza artık adli para cezasına çevrilmez” hükmünün yer alması nedeniyle, tercih edilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın sonradan paraya çevrilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı ise de aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1. Sanığın sayacının mühürlenmesine rağmen 25.10.2008, 02.11.2009 ve 13.04.2010 tarihinde mührün kırılıp kullanıldığının iddia olunması, 25.10.2008 tarihli mühürleme tutanağının dosyada bulunmaması, mahkemenin gerekçede esas aldığı 25.12.2008 tarihli mühürleme tutanağının ise dava konu olmaması, UYAP sisteminden ve dosyadan yapılan kontrolde, sanık hakkında mühür bozma suçundan Antalya 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/476, Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/44 esas sayılı dosyalarının bulunduğu; ilk iddianame tarihine kadar tespit edilen eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş tek suç olacağı da gözetilerek, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve mükerrer yargılama yapılmaması açısından; 25.12.2008 tarihli mühürleme tutanağı bulunup bulunmadığı ve sanık hakkında açılan ilgili diğer dava dosyalarının araştırılıp celbi sağlanarak, derdest olması halinde birleştirilmesi, aksi takdirde ilgili dosyalara bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örnekleri dosya içerisine konulup, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının, suç tarihleri de nazara alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi,
2. Kabule göre de;
13.04.2010 tarihli eylem yönünden, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca Dairemize gönderilen 12.11.2013 tarih ve 29415146-2525 sayılı cevabi yazıdan; suça konu mühürleme tutanaklarını düzenleyen B.. Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin sanık hakkında mahkumiyet hükmüne esas alınan mühür bozma eylemlerine konu mühürleme tarihi olan 02.11.2009’dan önce özelleştirildiği anlaşılmış olup, mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunmasının zorunlu olduğu, ne özelleştirme uygulamaları hakkındaki 4046 sayılı Kanun’da, ne 20.02.2001 tarih ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile 14.03.2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda, ne de başka bir özel Yasada özelleştirme sonrasında özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK’nun 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmediği, anlaşıldığından bu eylem yönünden sanığa yüklenen “mühür bozma” suçunun unsurları oluşmadığı ve 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.