Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/9989 E. 2015/26620 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/9989
KARAR NO : 2015/26620
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/314937
MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/05/2011
NUMARASI : 2008/609 (E) ve 2011/663 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

27.09.2010 tarihli adli tıp raporunda suça konu bono üzerindeki borçlu imzalarının sanığın eli ürünü olduğunun belirtilmesi karşısında borçlu isminin kim tarafından yazıldığının tespitine yönelik bir inceleme yaptırılmaması sonuca etkili görülmediğinden tebliğnamedeki bu hususa yönelen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine: ancak;
1) Yargıtay İBK’nun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ile Ceza Genel Kurulu’nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerekir. Aksi takdirde yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtecilik yapılması halinde fiil, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır. Türk Ticaret Kanununun 776 ve 777. maddeleri uyarınca bonoda kime ve kimin emrine ödenecek ise onun adının yazılı bulunması zorunludur. Sanığın katılandan aldığı mobilya karşılığı verdiği bonoda, katılanın ortağı ve kardeşi olan tanık E.. B..’un 20.11.2008 tarihli duruşmada alacaklı isminin katılan tarafından Ankara’ya ciro edilirken yazıldığını ifade etmesi karşısında suça konu belgenin özel belge niteliğinde olduğu gözetilmeden suç vasfında hata sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Uygulamaya göre de;
a) Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 1. fıkrasının c bendindeki hak yoksunluğunun uygulanamayacağının dikkate alınmaması,
b) Adli emanette kayıtlı suça konu belgenin dosyada delil olarak saklanması yerine talep halinde katılana iadesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 03.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.