YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7769
KARAR NO : 2014/21453
KARAR TARİHİ : 11.12.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/199321
MAHKEMESİ : Düzce 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/12/2010
NUMARASI : 2009/775 (E) ve 2010/877 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1- Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu belge üzerindeki muayene işlemi incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde belge aslının dosya içine konulması gerektiği gözetilmeden ve muayene işlemindeki sahteliğin iğfal kabiliyetinin ne şekilde oluştuğu kararda tartışılıp değerlendirilmeden, belgenin gerçek bir trafik tescil belgesine benzediği şeklinde tespit yapılmak suretiyle hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; Sahte araç muayenesi yapmak suçundan açılan kamu davasında, UYAP ortamında yapılan araştırmada, benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş çok sayıda dosyası bulunduğu anlaşılmakla; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK.nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği de gözetilerek açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, bu dosya ile benzer nitelikteki, Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/736, 2010/485, 2010/883; Düzce 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/725, 2009/501, 2011/538; Düzce 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/29; Kdz. Ereğli Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/125 esas sayılı dosyaları ile UYAP ortamından ve sair surette tespit edilebilecek derdest dosyaları birleştirilip, sonuçlanmış dosyaların varlığı halinde ise onaylı örnekleri alındıktan sonra, yargılamaların birlikte yürütülüp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.