Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/649 E. 2015/22127 K. 19.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/649
KARAR NO : 2015/22127
KARAR TARİHİ : 19.02.2015

Tebliğname No : 11 – 2010/285559
MAHKEMESİ : Saray (Tekirdağ) Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/05/2010
NUMARASI : 2009/218 (E) ve 2010/235 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Dosya arasında bulunan adli sicil kayıtlarının incelenmesinde, suç tarihinden önce kasıtlı başka suçtan sabıkası bulunduğundan hakkında 5728 sayılı Yasayla değişik CMK.nun 231. maddesinin uygulanması olanağı bulunmadığı cihetle, tebliğnamedeki sanıklardan E.. U.. bakımından bu hususta bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
I-Belgelerde yapılan sahteciliğin aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının takdir ve tayini mahkemeye ait olduğu cihetle; öncelikle suça konu motorlu araç trafik belgesi aslı duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan ve denetime olanak sağlayacak şekilde dosya arasında bulundurulduktan sonra iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
II-Kabule göre de;
1-Sanık E.. U.. hakkında sahte araç muayenesi yapmak suçundan açılan kamu davasında, UYAP ortamında yapılan araştırmada, benzer nitelikteki fiili nedeniyle aynı Mahkemenin 2010/341 esas 2011/85 karar sayılı dosyasında mahkûmiyetine karar verilmiş ve Yüksek 21. Ceza Dairesi esasına kaydı yapılarak temyiz inceleme sırası bekleyen kamu davasının bulunduğu anlaşılmakla, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 gün ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve fiil tarihleri de dikkate alınarak; sanığın fiillerinin her biri yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, anılan dosya ile mahkeme tevzi bürosundan da sanık hakkında benzer suçtan açılmış başka kamu davaları bulunup bulunmadığı sorularak varsa dosyalarının akıbeti araştırılıp mümkünse mevcut dava ile birleştirilmesi, aksi halde özetlerinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilerek sonucuna göre sanık E.. U..’un hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Hükümden önce, 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun
231 ve TCK’nun 7/2. maddeleri gereğince, dosyada bulunan adli sicil kaydına göre engel hükümlülüğü bulunmayan sanık R.. S.. hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı verilip verilmeyeceği hususunun tartışılmaması,
Yasaya aykırı, sanık E.. U.. müdafii ile sanık R.. S..’ün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 19.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.