Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/635 E. 2014/20414 K. 27.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/635
KARAR NO : 2014/20414
KARAR TARİHİ : 27.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/270776
MAHKEMESİ : Ulukışla Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/01/2010
NUMARASI : 2009/120 (E) ve 2010/13 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Sanığın, suç tarihinden önce kasıtlı suçlardan mahkumiyetleri bulunduğundan 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde düzenlenen ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ kararı verilemeyeceği kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Dosyada fotokopileri bulunan motorlu araç trafik belgelerinin incelenmesinde, sadece V 059414 numaralı belgenin arka yüzünde üçüncü sıradaki muayene işlemi ile aynı belgenin sahteliği iddia edilmeyen 1. sırasındaki muayene işleminin hologramlarının bulunduğu, bu işlemlerden suça konu 3. sıradaki muayenenin alınan ekspertiz raporuna göre iğfal kabiliyetinin bulunmadığı belirtilip sahteliği iddia edilen diğer muayene işlemlerinin hologramlarının bulunmadığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sanığın hukuki durumunun tespiti bakımından; belgelerde yapılan sahteciliğin aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının takdir ve tayini mahkemeye ait olduğu da gözetilerek; muayene işleminin yapılması sırasında hologram yapıştırılması zorunluluğunun hangi tarihte getirildiği araştırılıp tespit edildikten sonra bu husus da nazara alınarak suça konu motorlu araç trafik belgeleri duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, gerekçeli kararda aldatma kabiliyetini haiz olup olmadıklarının tartışılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulmaları gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında ve müdafii aracılığıyla verdiği yazılı savunma ve temyiz dilekçesinde, yetkilisi kendisi olsa da şirketine ait çok sayıda araç bulunması nedeniyle 2008 yılında vefat eden yeğeni Zeki oğlu H.. A.. ve başka birçok kişiye vekaletname ile bu işlemleri yapmaları için yetki verdiğini, muayene işlemlerini verilen vekaletnamelere istinaden bu şahısların yaptırdıklarını belirterek yargılama sırasında ve temyiz dilekçesi ekinde buna ilişkin vekaletname suretlerini sunması, ayrıca şirketin 2 adet aracına ilişkin Ulukışla Asliye Ceza Mahkemesinde iki ayrı dava açıldığını, birinin eldeki dava, diğerinin ise 2009/122 Esasına kayıtlı olup, bu iki dosyadan toplam 9 yıl ceza aldığını beyan etmesi, tanık H. A.’un da sanığın savunmalarını doğrulaması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; sanık ve müdafiinin beyanlarında geçen vekaletnamelerin asıl yada onaylı suretlerinin ilgili noterliklerden istenerek incelenmesi, vekaletnameler ile yetkilendirilen şahıslar ile dosya arasına getirtilen belgelerden şirket ortağı ve aynı zamanda sanıkla birlikte şirket yetkilisi olduğu anlaşılan Mehmet Arısoy’un tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması, gerektiğinde M. A. hakkında dava açılması sağlanarak eldeki dosya ile birleştirilmesi, suça konu aracın muayenelerin yapıldığı iddia edilen tarihler itibariyle vergi borcunun bulunup bulunmadığının ilgili vergi dairesinden sorulması, sanığın yetkilisi olduğu şirketin kaç adet aracının bulunduğu, bu araçlarla ilgili araç muayenesinde sahtecilik suçundan başka soruşturma veya dava bulunup bulunmadığının araştırılması, sanığın beyanında geçen Ulukışla Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/122 Esas sayılı dosyanın da getirtilerek incelenmesi bu dosya ve varsa sanık hakkında açılmış başka muayenede sahtecilik dosyalarının mümkünse eldeki dava ile birleştirilmesi aksi halde davayı ilgilendiren delillerin onaylı suretlerinin dosya arasına alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kabule göre de;
22.07.2009 tarihli iddianame ile, sanığın şirketine ait yarı römork için düzenlenen V 056001 seri numaralı araç trafik belgesinin arka yüzünde aracın muayenesi bölümündeki 02.08.2006, 25.09.2007 ve 13.10.2008 tarihli muayene işlemlerinin sahte olduğu belirtilerek dava açılması karşısında, muayene tarihleri arasında geçen yaklaşık 1 yıllık süreler nazara alındığında, bir suç işleme kararından bahsedilemeyeceği, romörke ait muayene işlemlerine ilişkin sahtecilik eylemlerinin yenilenen kasıtla işlenen birbirinden bağımsız olarak gerçekleşen üç ayrı suçu oluşturduğu ve sanığın 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesi uyarınca üç kez cezalandırılması gerektiği gözetilmeyerek eylemlerin tek suç olarak kabulüyle yazılı şekilde eksik ceza tayini isabetsizliği,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 27.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.