Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/5801 E. 2015/26572 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5801
KARAR NO : 2015/26572
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/117589
MAHKEMESİ : Kumluca Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/06/2010
NUMARASI : 2010/227 (E) ve 2010/342 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

1- Dosyada mevcut Antalya Polis Kriminal Laboratuvarı’nın 27.04.2009 tarihli ekspertiz raporuna göre, suça konu motorlu araç trafik belgesinin arka yüzünde 2. sırada yer alan aracın muayenesi bölümünde basılı herhangi bir mühür izine rastlanmadığının
belirtilmesi yine kolluk tarafından tanzim edilen 03.03.2009 ve 04.03.2009 tarihli tutanak içeriklerine göre de aracın muayenesinin yer aldığı trafik belgesi üzerinde yapılan gözlemde, hologramlardaki harf karakterleri ve bulunması gereken bazı ibarelerin bulunmamasına göre bariz şekilde farklı olduğunun tespit edilmesi karşısında, belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu göz önüne alınarak, suça konu belgenin, denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulmak ve duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin tutanağa geçirilmesinden ve iğfal kabiliyetinin ne şekilde gerçekleştiği karar yerinde tartışıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; sanık hakkında sahte araç muayenesi yapmak suçundan açılan kamu davasında, UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanığın benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkumiyetine karar verilmiş temyiz incelemesi için bekleyen çok sayıda
dosyasının bulunduğu anlaşılmakla; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK.nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği de gözetilerek açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, sanık hakkında bu dosya ile benzer nitelikteki Kumluca Asliye
Ceza Mahkemelerine açılmış dosyalar tespit edilmek suretiyle iş bu dosyanın derdest dosyalar ile birleştirilip, sonuçlanmış dosyaların varlığı halinde ise onaylı örnekleri alındıktan sonra yargılamaların birlikte yürütülüp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun
belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.06.2015
gününde oybirliğiyle karar verildi.