Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/555 E. 2014/20224 K. 26.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/555
KARAR NO : 2014/20224
KARAR TARİHİ : 26.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/337950
MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2006
NUMARASI : 2006/201 (E) ve 2006/726 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18.03.2008 gün ve 7/56 sayılı kararında açıklandığı üzere, kendisine zorunlu müdafii atandığından haberdar olmayan ve yargılama aşamasında atanan müdafii ile hiç yüz yüze gelmeyen sanığa, yokluğunda verilen mahkumiyet hükmü tebliğ edilmediğinden kesinleşmeyeceği gibi zorunlu müdafiinin hükmü süresinde temyiz etmemesinden de sorumlu tutulamayacağı, ayrıca Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.05.2007 gün 7/114-113 sayılı kararında açıklandığı üzere gerek yüze karşı, gerekse gıyapta verilen hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolunun, süresinin, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin belirtilmesi gerekmekte olup, 27.12.2006 günlü hükümde başvuru şeklinin gösterilmediği anlaşıldığından, sanığın öğrenmekle 15.07.2010 günü yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede gereği görüşüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinin uygulanabilmesi için “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” gerektiği, suç tarihinde Almanya’ya gitmek üzere havalimanına gelen sanığın, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan ancak Mikail Tel adına düzenlenmiş sahte pasaport ve nüfus cüzdanını ibraz ederek kullanmasından ibaret olayda, belgelerin farklı tarihlerde yapıldığına dair kesin delil bulunmayıp fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği karşısında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, eylemin kül halinde 5237 sayılı Yasanın 204/1. maddesinde öngörülen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, ancak sanığın güttüğü amaç, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge çeşitliliği dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayini gerektiği gözetilmeden, suçun zincirlemeli şekilde işlendiğinin kabulü ile sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
2) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (d), (e) bentlerinde yer alan hak yoksunluklarının hapis cezasının infazının tamamlanıncaya kadar, (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 26.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.