Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/542 E. 2014/20840 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/542
KARAR NO : 2014/20840
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/330667
MAHKEMESİ : Balıkesir 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/04/2010
NUMARASI : 2009/252 (E) ve 2010/225 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

27/11/2007 tarihli iddianame başlığında suç adı olarak “İftira, Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan”, suç tarihi olarak “03/12/2006”, sevk maddeleri olarak ise “TCK’nun 266. maddesi delaletiyle 267/1, 206/1.” yazılıp, iddianamenin son bölümümünde “Suça konu nüfus cüzdanı ve sürücü belgesinin Bursa KPL’nün BLG-2007/1072 Uzmanlık nolu 20/08/2007 tarihli raporuna göre renkli fotokopi kullanılmak suretiyle tamamen sahte olarak üretildikleri ve iğfal kabiliyetlerinin bulunduğu rapor edilmekle şüphelinin üzerine atılı suçları işlediği anlaşılmıştır.
1 – Şüphelinin yargılamasının mahkemenizde yapılarak TCK’nun 204/1. maddesi gereğince iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nun 43/1. maddesi gereğince 3/4 oranında arttırılmasına, TCK’nun 267/1. maddesi gereğince bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilecek cezanın TCK’nun 266. maddesi delaletiyle üçte biri oranında artırılmasına…” denilerek kamu davasının açılması, Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 01.12.2006 tarihinde resmi belge tanzim ettirmek eyleminden 29.12.2006 tarihinde yetkisizlik kararı verilerek evrakın İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına, 03.12.2006 suç tarihinde sahte ehliyet ve kimlik kullanmak ve yalan beyanda bulunmak suçlarından ise 29.12.2006 tarihinde yetkisizlik kararı verilerek evrakın Bergama Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi karşısında; suça konu Ç.. K.. adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini ve nüfus cüzdanını düzenletip, süreç içerisinde müteaddit defalar kullanma eyleminin, niteliği gereği temadi eden tek bir suç olduğu da gözetilerek; eyleme ilişkin mükerrer davanın bulunup bulunmadığının belirlenmesi amacıyla söz konusu dosyaların getirtilip incelenmesi, mümkünse birleştirilmesi, aksi halde özetinin ayrıntılı şekilde tutanağa geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya intikalinin sağlanmasından sonra toplanan deliller birlikte değerlendirilip, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
2- 5237 sayılı Yasanın 43. maddesinin, “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda” uygulanabileceği gözetilmeksizin, farklı tarihlerde düzenlendiğine dair dosyada delil olmayan nüfus cüzdanı ve sürücü belgesinin aynı anda kullanılması nedeniyle şartları bulunmadığı halde 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesi gereğince sanığın cezasında artırım yapılması,
3- TCK’nun 62. maddesiyle yapılan indirim sırasında hesap hatası yapılarak 2 yıl 1 ay hapis cezası yerine sanığın 2 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilerek fazla cezaya hükmedilmesi,
4- Sanık hakkında hüküm kurulurken hapis cezalarına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki haklardan şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılması gerektiğinin gözetilmemesi,
5- Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 58/7. madde ve fıkrası uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik süresinin de belirlenmesi,
6- Resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulmasına rağmen gerekçeli karar başlığında suç adının “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” olarak yanlış yazılması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.