Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/5035 E. 2015/24427 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5035
KARAR NO : 2015/24427
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/116220
MAHKEMESİ : Kumluca 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2010
NUMARASI : 2008/141 (E) ve 2010/260 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Trafik takip işlemleri yapan sanıkların, muayene istasyonu tarafından araç görülmeden yasal ve usulüne uygun olarak fenni muayenesinin yapılamayacağını bilebilecek durumda olmaları, soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki anlatımlarından, aracılık ettikleri sahte araç muayenesi işleminin araç görülmeden yapıldığını bildiklerinin sabit olması karşısında, yüklenen suçun sübutunu kabul eden mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığı, tebliğnamedeki (1) ve (3) no.lu bentlerinde yer alan hususların hükmü etkileyecek nitelik taşımadığı anlaşıldığından bu hususlara ilişen bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan duruşmaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
Sanık D.. B.. hakkında sahte araç muayenesi yapmak suçundan açılan kamu davasında, UYAP ortamında yapılan araştırmada, benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş ve temyiz incelemesi sırası bekleyen kamu davaları bulunduğu, gerekçeli kararda da devam eden başka davalarda da sanıklar D.. B.. ve S.. K.. hakkında benzer iddialarda bulunulduğunun belirtildiği anlaşılmakla; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği de gözetilerek açıklanan ilkeler doğrultusunda sanıkların fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, sanıklar hakkında varsa benzer nitelikteki diğer dava dosyalarının da tespit edilip, mümkünse mevcut dava ile birleştirilmesi, aksi halde özetlerinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren onaylı örneklerinin intikal ettirilerek sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık S.. K.. müdafii ile sanık D.. B..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 01.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.