YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/472
KARAR NO : 2014/16861
KARAR TARİHİ : 20.10.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/278486
MAHKEMESİ : İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2010
NUMARASI : 2008/1015 (E) ve 2010/299 (K)
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
I- 213 sayılı Yasanın 139. maddesine göre vergi incelemesinin işyerinde yapılması gerektiği, tebligatın yapıldığı tarihte ticari faaliyetine devam ettiği anlaşılan sanık hakkında, hesapların vergi dairesinde incelenmesine imkan veren 213 sayılı Yasanın 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulması, işyeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespiti varsa belgesinin dosyaya ibrazının istenmesi aksi takdirde, yapılan tebligatın hukuki geçerliliğinin bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırı,
II- Kabul ve Uygulamaya göre de;
a- Mahkum olduğu kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında; 5237 sayılı TCK’nun 53/4. maddesi uyarınca anılan Yasanın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
b- Sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde sayılan nesnel (objektif) ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın adli sicil kaydında yer alan 3167 sayılı Kanunun 13/1. maddesi uyarınca çek defterini geri vermeme suçundan verilen mahkumiyetlerine ilişkin eylemlerinin; 20.12.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlükten kaldırılarak suç olmaktan çıkarıldığı, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetine ilişkin eyleminin ise, 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda değişiklik yapılmasına dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüştüğü, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nun 231/6-a maddesinde gösterilen, “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel (objektif) koşulunun bulunduğu, aynı Yasanın 231/6-c maddesinde gösterilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel (objektif) koşullardan bir diğeri olan suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesinde esas alınacak zararın, kanaat gerici basit bir araştırmayla belirlenecek maddi zarar olduğu, manevi zararın bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, somut olayda sanığa yüklenen defter ve belgelerin ibraz edilmemesinden dolayı doğrudan herhangi bir zarar doğmadığı ve olumlu kişilik özellikleri nedeniyle takdiri indirim hükümlerinin uygulandığı ve cezasının ertelendiği de gözetilerek, sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları” göz önünde bulundurularak sonucuna “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 20.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.