Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/3855 E. 2015/19210 K. 17.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3855
KARAR NO : 2015/19210
KARAR TARİHİ : 17.02.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/57492
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/11/2009
NUMARASI : 2009/198 (E) ve 2009/747 (K)
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

Sanığın savcılık huzurunda alınan ifadesinde GSM şirketlerinin alt bayisi olarak çalıştığı ve satılan hatlara ilişkin primi kendisinin aldığını söylemesi ayrıca işyerinde hat açma işlemlerini kendisinin yaptığını kendisinden başka kimsenin bu işlemi yapamayacağını beyan etmesi karşısında tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
I- Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
II- Kabule göre de;
1- 5271 sayılı CMK’nun 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de, bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliği veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada maddi bir zararın bulunması zorunlu olup, müştekinin duruşmada eylem nedeni ile maddi bir zararının bulunmadığını söylemesi karşısında daha önce işlediği kasıtlı bir suç bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, aynı Yasanın 231/6. madde ve fıkrasında gösterilen objektif ve sübjektif koşullar değerlendirilmeksizin, yalnızca zararın giderilmediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2- 5237 sayılı TCK’nun 52. maddesinin 4. fıkrasına göre sanığa verilen adli para cezasının belirli aralıklar öngörülerek taksitlendirilebileceğinin gözetilmemesi,
3- Adli emanetin 2009/138 sırasında kayıtlı suça konu abonelik sözleşmesi hakkında bir karar verilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.