Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/3725 E. 2015/22133 K. 19.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3725
KARAR NO : 2015/22133
KARAR TARİHİ : 19.02.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanığın her iki suçtan ayrı ayrı mahkumiyetine

I- Sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen karara karşı yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın; suça konu senetleri aynı anda düzenleyerek verdiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinde, 765 sayılı TCK’nun 80. maddesinden farklı olarak “değişik zamanlarda” denilmesi karşısında aynı anda işlenen eylemlerde 5237 sayılı Kanunun 43. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı, 5237 sayılı Yasanın 43. maddesinin uygulanamaması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun lehe olduğu gözetilmeden 765 sayılı TCK’nun 342/1, 59/2. maddeleri uygulanarak hüküm kurulması yasaya aykırı ise de; hükümde TCK.nun 80. maddesinin uygulanmayarak verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının sonucu itibariyle sanık lehine olduğu ve aleyhe temyiz bulunmadığı anlaşıldığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, CMK.nun 231. maddesinin uygulanmama gerekçesi gösterilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
II- Sanık hakkında “dolandırıcılık” suçundan verilen karara karşı yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suçun işlendiği 17.05.2005 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle mülga 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 19.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.