YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2759
KARAR NO : 2015/16154
KARAR TARİHİ : 16.02.2015
Tebliğname No : 11 – 2012/312551
MAHKEMESİ :… Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/04/2010
NUMARASI : 2009/1064 (E) ve 2010/242 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
Dosya içinde aslı gönderilen suça konu sürücü belgesi üzerinde heyetçe yapılan gözlemde, belge üzerinde mühür izinin bulunduğu ve yapılan sahteciliğin objektif olarak iğfal kabiliyetini haiz olduğunun anlaşılması karşısında tebliğnamede bu yönde bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
1 – Sanığın sahte sürücü belgesi kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın, uyuşturucu madde suçundan 8. Ceza Mahkemesinde yargılandığını, sürücü belgesine o davada el konulup geri verilmediğini, o sırada ehliyetini kaybettiğini, sonrasında suça konu belgeyi sahte bir şekilde düzenlettirdiğini savunması, adli sicil kaydına göre… . Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15.09.2000 tarih ve 1721/839 E.K. sayılı ilamı ile uyuşturucu madde kullanma suçundan mahkum olması, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün 31.03.2010 tarihli yazısına göre sanığa 24.12.1986 tarih ve 763718 sayılı B sınıfı sürücü belgesinin verildiğinin belirtilmesi ve suç tarihinde yürürlükte olan 6495 sayılı Yasa ile değişik 2918 sayılı Yasanın 119/1 maddesindeki “sürücü belgeleri, belge alındıktan sonra bu Kanunun 41 inci maddesinin ( e ) bendinde yazılı suçlardan biri ile mahkumiyet halinde süresiz geri alınır” hükmü karşısında, suç tarihinden önce sanığın gerçek sürücü belgesine yukarıda anılan dava dosyası veya başka bir dava kapsamında süresiz olarak el konulup konulmadığı araştırılarak, süresiz olarak el konulmayıp suç tarihinden önce sanığa iade edildiği ve sanığın iade sonrası sürücü belgesini kaybedip suça konu sahte belgeyi düzenlettirerek kullandığının tespiti halinde eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 211. maddesinde düzenlenen “gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılmasından sonra hukuki durumumun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
2 – Kabul ve uygulamaya göre de; 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (d), (e) bentlerinde yer alan hak yoksunluklarının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.