Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/27249 E. 2014/19111 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27249
KARAR NO : 2014/19111
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/130990
MAHKEMESİ : Şuhut Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2013
NUMARASI : 2011/265 (E) ve 2013/12 (K)
SUÇ : Mühür bozma

I- UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada, sanık hakkında Şuhut Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/52-263 Esas-Karar.; 2011/268 Esas, 2013/11 Karar sayılı dosyalarında mühür bozma suçları nedeniyle yargılanıp mahkum edildiği, anılan dosyaların temyizi üzerine Dairemizin 2012/12032; Yüksek 13. Ceza Dairesinin 2013/31926 Esas sıralarına kayıtları yapılıp, Dairemizin 2012/12032 Esasına kayıtlı bulunan dosyanın yapılan temyiz incelemesi sonucunda 05.12.2013 gün 2012/12032 Esas, 2013/18527 Karar sayılı ilamı ile verilen mahkumiyet hükmünün onanmasına karar verildiği, Yüksek 13. Ceza Dairesindeki dosyanın ise inceleme sırası beklediğinin anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, zincirleme suç hükümlerinin değerlendirilmesi ve mükerrer yargılamanın önüne geçilmesi bakımından; öncelikle herbir dosya bakımından fek tutanakları öncesinde tutulan en son mühürleme tutanaklarının getirtilmesinden sonra, Şuhut Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/268 Esas, 2013/11 Karar sayılı dosyası ile adliye tevzi bürosundan da sanık hakkında aynı sayaç ile ilgili olarak mühür bozma suçundan açılmış başka davalar bulunup bulunmadığı sorulup varsa bu dosyalar da duruşmaya getirtilip incelenerek davaların mümkünse birleştirilmeleri, aksi halde özetlerinin duruşma tutanağına geçirilmesi, iddianameleri ile bu davayı ilgilendiren tüm delillerin onaylı birer suretlerinin dosya arasına konulması ile mühürleme ve fek tutanaklarını düzenleyen görevliler tanık sıfatıyla dinlendikten sonra, eylemlerin zincirleme suçu oluşturup oluşturmadığının değerlendirilmesi, ayrıca Şuhut Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/52-263 Esas-Karar. sayılı dosyasındaki 04.09.2009 tarihli mühür bozma eylemi sebebiyle iddianame tarihine göre hukuki kesinti gerçekleşmediğinden ayrı bir suç olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu ikinci eylemin zincirleme suç niteliğinde kabulü ile sanık hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanması gerektiği, anılan dosyada sanık hakkında TCK’nun 203/1 ve 62. maddeleri uyarınca 4500 TL adli para cezasına hükmedildiği ve bu kararın temyizi üzerine Dairemizin yukarıda tarih ve numarası belirtilen ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşıldığından eldeki davaya konu mühür bozma suçundan diğer davaya konu eyleminden hükmedilen cezaya TCK’nun 43/1. maddesi uygulanarak belirlenen artırım miktarının tespiti ile bu miktarın hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
II- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.03.2013 gün ve 2012/1500 Esas, 2013/95 Karar sayılı kararında “….5237 sayılı TCK’nun 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında ‘Suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adli para cezasına çevrilmez’ hükmü yer almaktadır. Bu fıkraya göre, suçla ilgili kanun maddesinde, hapis cezası ve adli para cezası seçenek yaptırım olarak öngörülmüş, mahkemece adli para cezasına hükmedilmesi mümkün iken, takdir yetkisi kullanılıp hapis cezası tercih edilmiş ise, artık hapis cezası adli para cezasına çevrilemez.” denilmekle, mahkemece 5237 sayılı TCK’nun 203/1. maddesindeki seçenek yaptırımlardan hapis cezası tercih edildikten sonra, 50/2. maddesindeki hüküm nazara alınmaksızın takdiren ve tercihen belirlenen hapis cezasının para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde, belirlenen hapis cezasının para cezasına çevrilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.