Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/26425 E. 2014/11734 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26425
KARAR NO : 2014/11734
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2012/291906
MAHKEMESİ : Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2011
NUMARASI : 2010/100 (E) ve 2011/948 (K)
SUÇ : Mühür Bozma

Mahkemenin temyize konu kararı ile mühür bozma suçundan sadece sanık T.. B..’ın mahkumiyetine karar verdiği ve mahkumiyet kararının sadece sanık T.. B.. müdafii tarafından temyiz edildiği, sanık Y.. B.. hakkında atılı suçtan beraatine dair karara yönelik katılan vekilinin bir temyiz isteminin bulunmadığı anlaşılmakla sadece sanık T.. B.. yönünden yapılan inceleme de gereği görüşüldü:
Yapılan duruşmaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık T.. B.. müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1-Katılan kurumun 29.03.2010 tarihli dilekçesinde; sanığın çeşitli tarihlerde gerçekleştirdiği mühür bozma eylemleri nedeniyle hakkında davaya konu tutanaklar dışında 14 ayrı tutanağında tanzim edildiğinin belirtilmesi karşısında; zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tespiti ve mükerrer yargılamayı önlemek bakımından; UYAP ve adli sicil kayıtları üzerinden araştırma yapılmak ve güncel adli sicil kaydı dosya içerisine konulmak suretiyle, sanık hakkında aynı yere ilişkin ‘mühür bozma’ iddiasıyla açılan davaların tespitine çalışılması, dosyalardaki ilgili belgelerin onaylı suretlerinin bu dosya içine alınarak suç ve iddianame tarihlerinin belirlenmesinden sonra zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması, aynı yere ilişkin derdest kamu davası var ise birleştirme hususunun düşünülmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının, Dairemize gönderdiği 12.11.2013 tarih ve 29415146-2525 sayılı cevabi yazısı uyarınca, suça konu mühürleme tutanaklarını düzenleyen B.. Elektrik Dağıtım A.Ş., 28.01.2009 tarihinde özelleştirilmiş olup, 03.12.2008 tarihli mühürlemenin özelleştirme işleminden önce, daha sonraki 03.04.2009, 18.04.2009, 08.06.2009, 27.08.2009, 04.11.2009, 09.03.2010 ve 17.03.2010 tarihli mühürlemelerin ise katılan kurumun özelleştirilmesinden sonra yapıldığı, katılan kurumun,özelleştirmeden sonra özel hukuk tüzel kişisi olarak kamusal yetki kullanma hakkı kalmadığından, 03.12.2008 tarihli mühürleme işlemi hariç olmak üzere, ondan sonraki mühürleme işlemleri yönünden Anayasa ve Kanuna dayalı kamusal yetkiyi kullanan bir makam tarafından konulmuş mühürlemeden bahsedilemeyeceği cihetle, sanığın sadece 31.01.2010 tarih ve 2010/4813 Esas sayılı iddianame ile açılan kamu davası yönünden 03.12.2008 tarihli tek bir mühür bozma eyleminden dolayı cezalandırılmasına ve bu dava ile birleşen 07.05.2010 tarih ve 2010/19911 Esas sayılı iddianame ile sanık hakkında açılan kamu davası yönünden ise, sanığa yüklenen “mühür bozma” suçunun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde kararlar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.