Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/25717 E. 2015/31155 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/25717
KARAR NO : 2015/31155
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/234714
MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2012
NUMARASI : 2010/445 (E) ve 2012/61 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Dolandırıcılık

I) Dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine: ancak;
Sanığın doğrudan neticeten 4 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesine karşın, 5237 sayılı TCK’nın 52/1. maddesi uyarınca, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı; sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; sonuç olarak doğrudan 4 gün adli para cezasına hükmedildikten sonraki kısma “TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca günlüğü 20,00 TL’den paraya çevrilerek 4 gün karşılığı 80,00 TL adli para cezası cezalandırılmasına” yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II) Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine: ancak;
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ve Ceza Genel Kurulu’nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerekir. Aksi takdirde yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtecilik yapılması halinde fiil, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır. Suç tarihinde yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanununun 688/6 ve 689/4. maddeleri uyarınca bonoda tanzim yerinin yazılı bulunması zorunludur, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bono tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun anılan kararında belirtildiği üzere düzenleme (keşide) yerinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek ve başka yerleşim yerlerini çağrıştırmayacak biçimde açık, net ve herkes tarafından anlaşılabilir şekilde gösterilmesi gerekir. Dosya içerisinde örneği bulunan suça konu bonoda açıkça düzenleme yeri belirtilmemiş, senedi düzenleyen ismi yanında da “… Cad. ..Apt. Kat 1 No 2” biçiminde bir adres gösterilmiştir. Bu adres hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde anlaşılabilir bir idari birim adını ifade etmemektedir. Bu itibarla, suça konu senedin bono vasfını taşımadıkları cihetle, özel belge niteliğinde olduğu gözetilmeden yazılı şekilde “resmi belgede sahtecilik” suçundan hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.