Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/2560 E. 2015/1061 K. 02.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2560
KARAR NO : 2015/1061
KARAR TARİHİ : 02.02.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/45504
MAHKEMESİ : Karşıyaka 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/11/2010
NUMARASI : 2010/227 (E) ve 2010/586 (K)
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

1- Mağdur adına düzenlenen 7 adet abonelik sözleşmesinin sahte bir şekilde düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın, ortağı olduğu Ç. E. Kuyumculuk İletişim Turizm San. Tic. Ltd. Şti’nin yetkilisi ve müdürünün abisi H.. K.. olduğunu, düzenlenen abonelik sözleşmeleri ile bir ilgisinin olmadığını, fiili olarak yapmış olduğu bir çalışmasının bulunmadığını savunması, H.. K..’ın, suç tarihinde şirkete ait Avea abonelik merkezinin sanık tarafından yönetildiğini; tanık S.. D..’ın ise, işyerinde çalıştığı dönemde şirket yetkilisinin sanık İ.. K.. olduğu, aynı tarihlerde işyerinde H. Y., Z. M., M. K. ve H.R. S. isimli kişilerin de çalıştığını beyan etmeleri karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, suç tarihinde işyerinde çalışan H. Y, Z. M., M. K. ve H. R.S. tanık olarak dinlenilerek işyerinin fiilen kim tarafından işletildiği, sanığın işyerindeki konumu/statüsünün ne olduğu ve suça konu sözleşmelerin kendileri tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin sorulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı,
2- Eylemin sübutu halinde, hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiş,
3- Kabul ve uygulamaya göre de;
a- 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesine göre ‘Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi’ durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, suça konu 7 adet abone sözleşmesinin aynı tarihli olduğu anlaşılmakla, tek bir özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
b- 5271 sayılı CMK’nun 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada sanığın suç tarihi itibariyle kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmaması, adli sicil kaydındaki mahkumiyetlerin ise suç tarihinden sonra işlenen bir suça ilişkin olması gözetilerek hukuksal durumunun belirtilen yasal ölçütlere göre değerlendirilmesi yerine “ertelemeye engel olmayan ancak kasıtlı suçtan işlenmiş suç kaydının bulunduğu görülmekle koşulları oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılması yoluna gidilmemiştir ” denilmek suretiyle yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
c- 5237 sayılı TCK’nun 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında; mahkemece “TCK’nun 51/7 maddesi uyarınca sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezasının tamamen infaz kurumunda çektirilmesine” karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.