Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/25255 E. 2015/30991 K. 18.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/25255
KARAR NO : 2015/30991
KARAR TARİHİ : 18.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/103033
MAHKEMESİ : Nevşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2011
NUMARASI : 2010/245 (E) ve 2011/388 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

1) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı, buğday alım satımı nedeniyle sanık tarafından ödenemeyen kısma ilişkin olarak sonradan sahte senet verilmesinden ibaret eylemde atılı dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2) Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu cihetle, suça konu belgelerin getirtilip incelenip, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve aldatıcı nitelikte olup olmadığı kararda tartışılıp denetime imkan verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi,
3) Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Hüküm kurulan her iki suç açısından TCK’nun 51. maddesinde düzenlenen ertelemenin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
b) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 250/13 sayılı kararında açıklandığı üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nun 231/6-c madde ve bendinde ön koşul olarak belirtilen zarar kavramı kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olup manevi zararların bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, somut olayda sanığın ibraz ettiği 03.11.2010 havale tarihli katılanın zararının bulunmadığına ilişkin dilekçe içeriği katılandan sorulup açıklatılmadan, sanığın eylemi nedeniyle verdiği zararı karşılamadığından bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
c) 5237 sayılı TCK’nun 51/3. maddesi uyarınca, cezanın ertelenmesi halinde belirlenecek denetim süresinin, hükmolunan ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,
d) 5237 sayılı TCK’nun 49/2. maddesindeki “hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezasıdır.” hükmü ile aynı Kanunun 53/4. maddesindeki “kısa süreli hapis cezası ertelenmiş. …kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz” hükmü birlikte değerlendirildiğinde resmi belgede sahtecilik suçundan hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezası kısa süreli olmadığının dikkate alınmaması,
e) Adli emanetin 2010/679 sırasında kayıtlı suça konu belgeler hakkında herhangi bir karar verilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 18.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.