Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/24867 E. 2015/30790 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/24867
KARAR NO : 2015/30790
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/224897
MAHKEMESİ : Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/03/2012
NUMARASI : 2011/604 (E) ve 2012/214 (K)
SUÇ : Özel Belgede Sahtecilik

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1-Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilerek, sanığa ön ödeme önerisinde bulunulmasından sonra sonucuna göre hukuki durumunun takdirinde zorunluluk bulunması,
2-Kabule göre de;
Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiası ile kamu davası açılmış olup, mahkemece de sanığın aynı suçun sübut bulduğunun kabul edilmiş olmasına rağmen, temel cezanın 5237 sayılı TCK’nın 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede
sahtecilik suçundan ve 2 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/11/2015
gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİDİR
Dairemizin 07.10.2015 tarih,2013/24867 Es,2015/30790 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten muhalifim.
Sanık R.. A.. hakkında gayrıresmi birlikte olduğu A.. D..’ın kimlik bilgilerini kullanarak birden fazla Cep telefonu aboneliği alması şeklinde gerçekleşen eylemiyle ilgili olarak 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki bozma gerekçesi yerinde değildir.
Çünkü 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun amacı “elektronik haberleşme sektöründe düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin tesisi, tüketici haklarının gözetilmesi, ülke genelinde hizmetlerin yaygınlaştırılması, kaynakların etkin ve verimli
kullanılması, haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmet alanında teknolojik gelişimin ve yeni yatırımların teşvik edilmesi ve bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesi”dir.
Yasanın kapsamı ise “ Elektronik haberleşme hizmetlerinin yürütülmesi ve elektronik haberleşme alt yapı ve şebekesinin tesisi ve işletilmesi ile her türlü elektronik haberleşme cihaz ve sistemlerinin imali, ithali, satışı, kurulması, işletilmesi, frekans dahil kıt
kaynakların planlaması ve tahsisi ile bu konulara ilişkin düzenleme, yetkilendirme, denetleme ve uzlaştırma faaliyetlerinin yürütülmesi “ dir.
Dolayısıyla 5809 sayılı Yasa elektronik haberleşme hizmeti veren gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetlerini düzenlemektedir. Aynı Yasanın 56/4 maddesindeki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya
işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” şeklindeki yükümlülükte elektronik haberleşme hizmeti veren gerçek ve tüzel kişilerin sorumlu, yönetici ve çalışanlarını bağlamaktadır.
Bu kapsamda Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında hizmet alan gerçek kişilerin bu hizmeti alırken sahte belge kullanmaları ve düzenlemeleri halinde (kullanılan veya düzenlenen belgenin niteliğine göre) sahtecilik suçundan cezalandırılmaları gerekir.
Bu sebepten usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle sayın çoğunluk görüşüne muhalifim.07.10.2015