YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/24690
KARAR NO : 2014/12172
KARAR TARİHİ : 19.06.2014
Tebliğname No : 2 – 2013/123311
MAHKEMESİ : Adana 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2010
NUMARASI : 2010/58 (E) ve 2010/868 (K)
SUÇ : Mühür bozma
Sanık hakkında mühür bozma suçundan verilen 10.12.2010 tarih 2010/58 E-2010/868 K. sayılı mahkumiyet hükmünün sanık müdafiince yasal sürede temyiz edildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.07.2012 tarihli yazısı ile elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün 6352 sayılı Yasanın geçici 2/1-2. maddeleri uyarınca yeniden değerlendirilmesi için dosyanın iadesi üzerine iade kapsamında bulunmayan mühür bozma suçundan 01.03.2013 tarihli karar ile yeniden mahkumiyet hükmü kurulduğu ve süresinde sanık müdafii tarafından temyiz edildiği anlaşılmış ise de; kurulan 01.03.2013 tarihli mahkumiyet hükmünün hukuken yok hükmünde olduğundan, sanık müdafinin, 10.12.2010 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik temyizine ilişkin yapılan incelemede;
Mahkemenin, “Aynı Yasanın 51/7-8. maddesi uyarınca takdiren 3 yıllık denetim süresi içerisinde sanık başka kasıtlı bir suç işlediğinde cezasının aynen infaz edileceğinin ihtarına,” şeklindeki kabulü karşısında tebliğnamedeki bu yöne ilişkin bozma isteğine iştirak olunmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
Sanığın adli sicil kaydındaki sabıkalarına ait ilamların kesinleşme ve infaz tarihlerini gösterir onaylı örneklerinin getirtilerek, hükümden sonra 20.12.2009 tarih ve 27438 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı “Çek Kanunu” ile 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun” yürürlükten kaldırılmış olduğundan, anılan Yasanın geçici 2. maddesi hükümleri gözetilerek ve Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nun 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu
kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, mühür bozma suçunda somut bir zarardan söz edilemeyeceği de nazara alınarak; hükümden sonra, 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve sanığın lehine sonuç doğuran 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nun 231 ve TCK’nun 7/2. maddeleri gereğince, sanık hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının” takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.