Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/24327 E. 2014/6612 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/24327
KARAR NO : 2014/6612
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/339782
MAHKEMESİ : Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2009
NUMARASI : 2008/714 (E) ve 2009/1191 (K)
SUÇ : Mühür bozma

Sanık Ş.. M.. hakkında birleştirilmesine karar verilen Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/1093 Esas sayılı dosyanın incelenmesinde, suç yeri farklı olan Y..Y.. yolu NO:..’de ruhsatsız olarak faaliyet gösteren işyerine ilişkin 24.07.2008 tarihli mühür bozma tutanağına istinaden, sanık F.. S.. hakkında ise birleşen Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/1140 Esas sayılı dosyasında 24.07.2008 ve 25.07.2008 tarihli mühür bozma suçlarına ilişkin 23.10.2008 tarihli iddianame ile aynı suçtan kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, sanıklar Ş.. M.. ve F.. S.. hakkında atılı eylemlerle ilgili mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
I-) Sanık F.. S.. hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-) Suç tarihi itibariyle engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında yüklenen “mühür bozma” suçu nedeniyle oluşmuş somut bir zararın da bulunmadığı dikkate alınarak, hükümden önce 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının” uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
2-) 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yeralan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden, fıkranın tamamını kapsar biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması,
II-) Sanıklar Ş.. M.. ve M.. Y.. hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1-) Sanık Ş.. M..’ın alınan ilk savunmasında suça konu işyerini kendisinin işletmediğini, işyerinin M..Y..’a ait olduğunu, kalacak yeri olmadığını, işsiz olduğunu, bu durumu öğrenen Metin’in yanında çalışmasını teklif ettiğini, kimliğinin olmadığını söyleyince Metin’in kendisini Nüfus Müdürlüğüne götürerek yeni kimlik çıkarttırdığını, daha sonra da vergi dairesine götürdüğünü, işyerine hergün gidip iki bira içtiğini ve 5,00 TL harçlık aldığını, bu işyerini hiç çalıştırmadığını beyan etmesi, birleştirilen Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/73 Esas sayılı dosya sanığı Metin Yıldızhan’ın ise savunmasında, işyerinin Ş.. M..’a ait olduğunu ve bu kişinin yanında şef garson olarak çalıştığını ifade etmesi, Dairemizce UYAP üzerinden yapılan araştırmada her iki sanık hakkında mühür bozma suçlarından Bursa Asliye Ceza Mahkemelerinde çok sayıda dava dosyası bulunduğunun anlaşılması karşısında;
Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve mükerrer yargılama yapılıp yapılmadığı, suç çokluğu veya zincirleme suç koşullarının bulunup bulunmadığının saptanması bakımından, sanıklar Ş.. M.. ve M.. Y.. hakkında benzer iddialarla açılan bütün kamu davalarının olanaklı ise birleştirilmesi, mümkün değilse dava dosyalarının birer örneğinin dosyaya intikalinin sağlanmasından sonra, savunmalar üzerinde durularak, öncelikle sanık Şaban’ın bu işyerini çalıştıracak mali gücünün bulunup bulunmadığının araştırılması, gerekirse mülk sahibi dinlenerek işyerini hangi şahsa kiraladığı ve işyerini kimin işlettiği konusunda beyanının alınması ve suç tarihleri itibariyle işyerini fiilen kimin işlettiği komşularından da sorulmak suretiyle kolluk marifetiyle yöntemince araştırma yapıldıktan sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tespiti gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde hükümler kurulması,
2-) Kabule göre de;
a-) Sanık Ş.. M.. hakkında temyize konu asıl ve birleştirilen dosyaların incelenmesinde, Y..Y..yolu no:…’de ruhsatsız olarak faaliyet gösteren K.. Restorant isimli işyerine ilişkin 23.06.2008, 08.07.2008, 17.10.2008 ve 23.10.2008 tarihli iddianameler ile 24.03.2008, 25.03.2008, 13.04.2008, 16.04.2008, 08.05.2008, 24.05.2008, 04.07.2008, 24.07.2008, 25.07.2008 ve 01.08.2008 tarihli mühür bozma tutanaklarına istinaden kamu davası açıldığı, mührün bozulduğuna dair tutanaklardan sonra iddianamenin düzenlenmesi ile hukuki kesinti oluşacağı, bundan sonraki eylemlerin ise ayrı bir suç oluşturacağı cihetle, kamu davasına konu edilen 24.03.2008, 25.03.2008, 13.04.2008, 16.04.2008, 08.05.2008 ve 24.05.2008 tarihli tutanakların 23.06.2008 tarihli ilk iddianameden önce düzenlendiği ve böylece eylemlerin tek bir zincirleme suçu oluşturduğu, 04.07.2008 tarihli eylemin ise bağımsız suç oluşturduğu, 08.07.2008 tarihli iddianameden sonra işlenen 24.07.2008, 25.07.2008 ve 01.08.2008 tarihli mühür bozma eylemlerinin ise tek bir zincirleme biçimde işlenen mühür bozma suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi,
b-) Suç tarihi itibariyle engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık Ş.. M.. hakkında yüklenen “mühür bozma” suçu nedeniyle bir zararın da bulunmadığı dikkate alınarak, hükümden önce 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının” uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılıp değerlendirilmemesi,
c-) Sanık Ş.. M.. hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yeralan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden, fıkranın tamamını kapsar biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanıklar Ş.. M.., F.. S.. ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, hakkında hükümlülük kararı verilen sanıklar hakkında aleyhe temyiz bulunmadığından, bu sanıklar yönünden ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 07.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.