Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/2425 E. 2015/26913 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2425
KARAR NO : 2015/26913
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/315532
MAHKEMESİ : Bitlis Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/05/2011
NUMARASI : 2010/289 (E) ve 2011/82 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, görevi ihmal

1- Katılan SGK vekilinin “Görevi İhmal” suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın, yasal mazereti olmaksızın, bir yıl içerisinde toplam 20 günden uzun süre ile iş yerine uğramadığı, hastanede görevi başında bulunmamak suretiyle ihmali davranış göstererek kamunun zararına neden olduğundan bahisle açılan kamu davasında,
yüklenen suçtan şikayetçi kurumun doğrudan zarar görmediği ve kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı cihetle; usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceğinden, şikayetçi kurum vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
2- Katılan SGK vekilinin “nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik” suçlarından kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
… Devlet Hastanesinde ortopedi ve travmatoloji uzmanı olarak görev yapan doktor sanığın, birtakım tedavileri hastalara hiç uygulamadığı ve ayakta tedavisi yapılan hastalardan bir kısmının hastahanede hiç yatmadığı halde yatmış gibi göstererek
düzenlediği belgelerle aylık performans puan değerlendirmesinde döner sermayeden, Kasım 2008 dönemi için 121.57 TL, Aralık 2008 dönemi için 1.651.56 TL, Şubat 2009 dönemi için 308.84 TL, Mart 2009 dönemi için ise 127.55 TL, olmak üzere toplam 2.200 TL, fazla ek ödeme almak suretiyle katılan kurumun zararına sebebiyet vererek nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan soruşturma sırasında temin edilen 12.08.2009 tarihli ortopedi ve travmatoloji uzmanları ile genel cerrahi uzmanından müteşekkil bilirkişi kurulu raporunda, görüşülen beş hastaya genel olarak uygun tıbbi müdahale yapılıp konservatif tedavi uygulandığı, kendi imzaları doğrultusunda yatış verildiği ancak yapılan görüşmelerde hastahanede yatmadıklarını ifade ettikleri, gene hastaların ifadeleri doğrultusunda hasta hizmet ve ilaç listelerinde yeralan adele testi, yürüme analizi, yara pansumanı ve abse-hematom drenajının uygulanmadığının anlaşıldığı, yumuşak doku bozukluğu tanısı olan hastalarda kapalı redüksiyon kodlaması girilmesi mümkün olmadığı halde bu kodlamanın girildiği, kırığa bağlı redüksiyon işlemi yapılan hastalarda, işlem öncesi veya sonrasında direk grafilerinin bulunması gerektiği ancak bu hastalara atel tedavisi uygulandığı, genel olarak, kırık olmayan hastalarda kapalı kemik kırık redüksiyon kodlaması girilmesinin yanlış bir işlem olduğu, diğer test ve tedavilerin uygun bir şekilde yapıldığı ayrıca konservatif tedavi görülen hastalarda, ayaktan tedavi ve yatış işlemlerinin performans açısından hekime ekstra bir kazanç sağlamadığının belirtilmesi, sözkonusu bilirkişi kurulu raporunda, hasta ya da yakınlarının beyanları ile hasta hizmet ve ilaç listelerine dayalı bazı tespitler yapıldığı anlaşılmakla birlikte görüşülen -5- hastanın muayenesi yapılmak suretiyle belgelere aykırı işlem tespiti yapılıp yapılmadığının anlaşılamaması, … Devlet Hastanesi döner sermaye inceleme heyetinde görevli doktorların soruşturma aşamasındaki ifadelerinde, otomasyon sisteminden kaynaklanan karışıklıktan dolayı bazen doktorlar tarafından yapılmayan işlemlerin yapılmış gibi görünebildiğini beyan etmeleri, sanığın döner sermaye ek ödemesini hiçbir ay üst sınırdan almadığının tespit edilmesi karşısında; gerçeğin ve suç kastının kuşkuya yer vermeyecek biçimde tespiti bakımından, öncelikle hangi hastalarla ilgili hangi işlemlerin yapılmadığı ve iddiaya konu edildiği hususunun netleştirilerek, hasta yatışıyla ilgili rutin uygulama ile prosedürün nasıl olduğu, yatış işlemi yapan doktorun sorumluluğunun kapsamı, yatmayan hastaların yatış yapmış gibi gösterilmesi uygulamasına neden ihtiyaç duyulduğu, otomasyon sisteminden kaynaklanan ne tür sorunların bazen doktorlar tarafından yapılmayan işlemlerin yapılmış gibi görünebilmesine sebebiyet verdiği hususları araştırılarak, üniversitelerin ilgili uzman hekimlerinden oluşturulacak bilirkişi kuruluna dosya ve ekleri tevdi edilip gerektiğinde hastalarda celbedilmek suretiyle konulan teşhislerle tatbik edildiği belirtilen tedavilerin uyumlu olup olmadığı, işlemlerin gerçekte yapılıp yapılmadığı, sistemden kaynaklı çelişki bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı ve denetime elverişli nitelikte bilirkişi kurulu raporu alınıp toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, hastaların hastaneye yatış işlemine karşı hastaneye yatmayarak hastaneyi terk etmelerinin sanığın sorumluluğunda olmadığı, sağlık görevlisi olmayan hastaların kendilerine hangi tedavinin uygulanıp uygulanmadığını bilemeyecekleri şeklindeki yetersiz gerekçe ile eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
10/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.