Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/23925 E. 2015/31124 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/23925
KARAR NO : 2015/31124
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/191583
MAHKEMESİ : Bozüyük Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/04/2012
NUMARASI : 2011/110 (E) ve 2012/202 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1-Belgede sahtecilik suçlarında suçun konusu belge olup korunan hukuki yarar kamu güvenidir ve suçun geniş anlamda mağduru toplumu oluşturan bireylerdir. Nitekim belgede sahtecilik suçlarına ilişkin TCK’nun 204-212. maddeleri Kanunun Kamu Güvenine Karşı Suçlar bölümünde yer almaktadır. Bununla birlikte belgede sahtecilik suçunun işlenmesiyle haksızlığa uğrayan gerçek ve tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri mümkündür. Belgede sahtecilik suçunun işlenmesi nedeniyle farklı kişilerin çıkarlarının
zedelenmiş olması suçun bu öncelikli niteliğini değiştirmeyeceği gibi zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına da engel değildir. Sanığın aldığı kredi borcu ödenmeyip banka tarafından icra takibine başlanması üzerine suça konu senetleri bankaya vermesi, bankanın bu senetler için icra takibi başlatması üzerine borçlu adreslerinin bir kısmının adreslerinde bulunanamaması, bir kısım adreslerin sanığa ait çıkması ve tebliğ edilen bir kısım borçluların ise senetlerdeki imzalarının kendilerine ait olmaması sebebiyle itiraz etmeleri sonucu katılan bankanın borcunu alamaması nedeniyle şikayeti üzerine hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davasının açıldığı somut olay dışında, aynı eylem nedeniyle bankaya verilen ve banka tarafından icraya konup takibin kesinleşmesi üzerine hakkında haciz işlemi yapılan borçlu S.. Ş..’in şikayeti üzerine sanık hakkında açılan ve mahkumiyetle sonuçlanan Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/15 E, 2011/73 K sayılı ilamının Yargıtay 23. Ceza Dairesi’nin 16.06.2015 tarih ve 2015/1325 E, 2015/2591 K sayılı ilamı ile onandığı, bu şekilde sanık hakkında kamu davalarının ayrı ayrı görülerek sanık hakkında iki kez mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmakla; bir suç işleme kararının icrası kapsamında, farklı gerçek kişilere ait olan senetlerin aynı anda bankaya verilmesi halinde eylemin 5237 sayılı Yasanın 43/2. maddesi kapsamında; farklı zamanlarda verildiğinin tespiti halinde ise TCK’nun 43/1. maddesindeki zincirleme suçun oluşacağı cihetle; bahse konu Bilecik Ağır Ceza Mahekemesi’nin 2011/15 esas sayılı dosyasının getirtilip onaylı örneğinin dosya arasına alınmasından sonra sanığın aynı anda verdiği senetler içerisinde S.. Ş..’e ait senedin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, zincirleme biçimde işlenmiş tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğunun kabulü halinde, sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle tayin olunan cezadan kesinleşmiş ise önceki cezanın mahsup edilebileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- Hapis cezasının ertelenmesinde sürenin üst sınırının, fiili işlediği sırada altmış beş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıl olması karşısında “verilen hapis cezasının süresinin iki yıldan fazla olması dikkate alınarak cezasının ertelenmesine yer olmadığına”
denilmek suretiyle yanlış gerekçe ile TCK’nın 51/1. maddesinin uygulanmaması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.