Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/23635 E. 2015/29513 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/23635
KARAR NO : 2015/29513
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/221534
MAHKEMESİ : Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/02/2012
NUMARASI : 2011/137 (E) ve 2012/97 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması

I- Sanık hakkında “Resmi belgede sahtecilik” suçu nedeniyle kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip yüklenen suçun sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı sebebin bulunmadığı, azaltıcı sebebin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen
hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
II- Sanık hakkında “Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması” suçu nedeniyle kurulan hükmün temyiz incelenmesine gelince;
1- TCK’nun 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik
bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, kimlik bilgilerini kullandığı gerçek kişiyi işlemediği bir suçun faili olarak göstermesi gerekeceği, kamu görevlisinin görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde ise, TCK’nun 206. maddesinin uygulanacağı, resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da, kamu görevlisinin kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde Kabahatler Kanunu’nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verileceği cihetle; somut olayda 6136 sayılı Yasaya muhalefet ve 5237 sayılı TCK’nun 86. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçlarından aranan sanığın başka bir suç soruşturması nedeniyle eşgalinden şüphelenilerek durdurulup kimliği sorulduğunda sanığın bir yakını olan A.. E.. adına düzenlenmiş sahte ehliyeti görevlilere ibraz ettiği ehliyetin sahteliğinden şüphelenilerek sorulduğunda gerçek kimlik bilgilerini açıklaması nedeniyle yakalama ve olay tutanakları ile tüm tutanakların sanığın gerçek kimlik bilgilerine göre düzenlendiği, sanığın yalan beyanı üzerine düzenlenmiş bir tutanak olmadığı gibi, gerçek kişi olan A.. E..’in kimliğini kullanarak kendini suçsuz, kimlik bilgilerini kullandığı kişiyi işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşıldığından TCK’nun 268. maddesinde belirtilen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- Sanığın sahte kimliği ibraz etmesine müteakip kimlik tespiti sırasında, mağdur hakkında soruşturma başlamadan pişmanlık göstererek gerçek kimliğini açıkladığı halde TCK’nun 269/1. fıkrasından indirim yapılması gerekirken aynı maddenin 2. fıkrası gereğince cezasından indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.10.2015
tarihinde oybirliği ile karar verildi.