Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/23541 E. 2015/31121 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/23541
KARAR NO : 2015/31121
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/216357
MAHKEMESİ : Pütürge Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/10/2011
NUMARASI : 2007/6 (E) ve 2011/101 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, suç eşyasının satın alınması ve kabul edilmesi

I- Sanık Y.. M.. hakkında suç eşyasının satın alınması ve kabul edilmesi suçundan kurulan hükme yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Suç tarihinin, en aleyhe sanık hakkında trafik cezası düzenlenen 04.03.2005 tarihi olduğu kabulüyle yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; yüklenen “suç eşyasının satın alınması ve kabul edilmesi” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabii olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4. maddesinde öngörülen asli zamanaşımının, kesici son işlem olan sorgusunun yapıldığı 03.08.2007 tarihinden itibaren temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
II- Sanık Y.. A.. hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarına gelince;
1- Sanık hakkında, sahte plaka ve araç ruhsatı düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, diğer sanık Y. ile aralarında kan davası bulunduğunu savunarak suçlamaları kabul etmemesi, sanık Y’nin ise telefonla birden fazla sanık Y ile telefonla görüştüğünü söylemesi karşısında, suç tarihi ve yakın zamanlarda sanık Y. ile sanık Y.’ın iletişimin tespitine dair kayıtları istenmeden, aralarında husumet bulunup bulunmadığı araştırılmadan, 25.09.2006 tarihli tutanakta yer aldığı üzere çalıntı olduğu belirtilen aracı kullanan M.. D..’in aracı kimden ne zaman satın aldığı yönünde tanık olarak dinlenilmeden ve suç tarihi yönünden aracın ne zaman satıldığı tarih tam olarak tespit edilmeden, yine 25.09.2006 tarihli tutanakta yer aldığı üzere suça konu araçtan ele geçen S-744466 ve S-456579 seri nolu belgeler yerine, aracın sahibinden temin edilen belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı anlaşıldığından, S-744466 ve S-456579 seri nolu belgeler ve suça konu plakalarda bilirkişi incelemesi yaptırılıp, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle de, belgelerin aslının celp edilerek incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde belge asıllarının dosya içine konulması, iğfal kabiliyetinin ne şekilde oluştuğu kararda tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi,
Kabule göre de;
2- 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki hak yoksunluğunun şartla tahliye tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer hak yoksunluklarının ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.