Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/22469 E. 2015/31515 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/22469
KARAR NO : 2015/31515
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/153391
MAHKEMESİ : Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2012
NUMARASI : 2011/495 (E) ve 2012/236 (K)
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1. 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinde, “değişik zamanlarda” denilmesi karşısında; aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, ancak belge sayısının TCK’nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiğinden, katılan adına aynı tarihte iki adet sahte abonelik sözleşmesi düzenlemesi eyleminde zincirleme suç hükmünün uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden, TCK’nun 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini, yasaya aykırı,
2. Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz”, 56. maddesinin 2. fıkrasındaki “işletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 03.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.