Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/21867 E. 2015/30745 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/21867
KARAR NO : 2015/30745
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/122887
MAHKEMESİ : Mazıdağı Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/02/2012
NUMARASI : 2011/102 (E) ve 2012/19 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

1- Sanığın, ısrarla suça konu senedin katılan tarafından borcuna karşılık huzurunda imzalanarak verildiğini savunması,suça konu senedin sanık tarafından şikayetçi aleyhine 30.05.2007 tarihinde icra takibine konulması, itiraz edilmeden kesinleşmesi, tahsilatlar yapılmasına karşın şikayetçinin 07.09.2010 tarihinde Cumhuriyet savcılığına senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle şikayetçi olması, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesinin 10.01.2011 tarihli yazısında, daha sağlıklı inceleme yapılarak sonuç bildirir rapor düzenlenebilmesi için, şikayetçi ile sanığın belge tarihine yakın, evvel ve sonra başka amaçlarla atmış oldukları samimi imzalarını içerir belgeler ile birlikte huzurda senet içeriği yazılar kendilerine gösterilmeden tamamının aynı tip harflerle dikte ettirilmek suretiyle çokca yazdırılmasından sonra elde edilecek tutanakların gönderilmesinin talep edilmesine rağmen anılan hususlar yerine getirilmeden dosyanın Ankara Jandarma Genel Komutanlığına gönderilerek temin edilen uzmanlık raporunun hükme esas alınması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenebilmesi bakımından, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesinin 10.01.2011 tarihli yazısında belirtilen eksikliklerin ikmalini müteakip dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek yeniden rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- Sanığın, suça konu senedi borcuna karşılık şikayetçiden aldığını beyan etmesi,soruşturma aşamasında dinlenen şikayetçi ve tanık anlatımlarının bu hususu doğrulaması karşısında; şikayetçi ile sanık arasındaki alacak-borç durumu araştırılarak, alacak miktarının belirlenmesini müteakip sonucuna göre sanığın üzerine atılı eylemin 5237 sayılı TCK’nun 211. maddesi kapsamında “bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı amacıyla resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde değerlendirilip tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu senet aslının celp edilerek incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde belge aslının dosya içine konulması, bu belgenin yasal unsurları taşıyıp taşımadığı, aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığı kararda tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
4- Suça konu senedin, dosyada delil olarak saklanması yerine, müsaderesine hükmolunması,
Yasaya aykırı, sanık ile Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.