Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/21755 E. 2015/29691 K. 15.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/21755
KARAR NO : 2015/29691
KARAR TARİHİ : 15.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/173747
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2011
NUMARASI : 2005/918 (E) ve 2011/236 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Suça konu belgenin akıbeti hakkında mahallinde hüküm kurulması olanaklı görülmüştür.
1- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün, 80/98, sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği gibi rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle; sanığın, temyiz dışı sanık Filiz’in verdiği vekaletname gereği suça konu çeki yazıp imzaladığını savunması, karar sonrası sanık müdafii tarafından dosyaya sunulan 30.04.2014 havale tarihli dilekçeye ekli Antalya 9.Noterliğinin 02.03.1998 tarih 05034 yevmiye namaralı vekaletname fotokopisini ibraz etmesi karşısında, suç kastının belirlenebilmesi amacıyla anılan suç tarihi itibariyle şirket yetkilisi F.. T..’ün ‘in duruşmaya çağrılıp dinlenilerek bu hususta sanığa yetki verip vermediğinin, şirket adına çek keşide etmeye rızası bulunup bulunmadığının sorulması, Antalya 9.Noterliğininden anılan vekaletnamenin tanzim edilip edilmediğinin araştırılması ve toplanın delillerin birlikte değerlendirilip sanığın sahtecilik kastıyla hareket edip etmediği saptanarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanık hakkında tekerrüre esas alınan 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetine ilişkin eyleminin 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile suç olmaktan çıkarılması karşısında TCK.nun 58. maddesinin uygulanma olanağının kalmaması,
3- Suç tarihinin 14.01.2005 olduğu gözetilerek, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesi uyarınca; suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun olaya ilişkin tüm hükümleri ayrı ayrı uygulanarak ortaya çıkan sonuçlar kararın gerekçe bölümünde denetime olanak verecek şekilde somut olarak gösterilip birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği ve temel cezanın asgari hadden verilmesi nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 342/1, 59/2 ve 5237 sayılı TCK.nun 204/1, 62. maddeleri gereğince hükmolunan sonuç cezalar eşit ise de; 5237 sayılı TCK’nun uygulanması durumunda hapis cezasına mahkumiyetin doğal sonucu olarak anılan Yasanın 53. maddesindeki hak yoksunluğunun da uygulanması nedeniyle 5237 sayılı TCK.nun aleyhe olduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.