Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/19929 E. 2015/29316 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19929
KARAR NO : 2015/29316
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/150031
MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2012
NUMARASI : 2009/1421 (E) ve 2012/333 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, iftira

I- Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; ancak:
5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine, maddede sayılan diğer haklardan cezanın infazı
tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma
yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasa’nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki TCK’nun 53. maddesinin tatbikine ilişkin kısım hükümden çıkartılarak yerine “TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yeralan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilmeye, maddede yazılı diğer haklardan ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına,” ibaresi eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- “İftira” suçu yönünden kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesine gelince;
1- TCK’nun 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak
için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. TCK’nun 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için ise; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması gerekmekte olup, suçun oluşması durumunda fail maddenin yollamasıyla 267/1 maddesinde düzenlenen iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır. Somut olayda yetkili makamlara herhangi bir ihbar ya da şikayet olmadığından 267/1. maddesindeki suçun unsurlarının oluşmadığı, TCK 268. madde açısından ise sanığın müşteki adına düzenlettirdiği trafik ceza tutanaklarının getirtilerek bunların suç teşkil edip etmediği araştırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre ise;
a- Hükümden önce Anayasa Mahkemesi’nin 17/03/2012 tarih ve 28236 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve hükümden sonra 17.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren 17/11/2011 tarih ve 2010/115 Esas ve 2011/154 sayılı kararı ile sanık hakkında uygulanan
TCK’nun 267/7. maddesinin iptaline karar verildiğinin anlaşılması karşısında; sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
b- Olayda etkin pişmanlık koşulları gerçekleşmediği halde TCK’nun 269/4-b maddesi uygulanarak eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın
kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 07.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.