Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/19905 E. 2015/29312 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19905
KARAR NO : 2015/29312
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/149276
MAHKEMESİ : Muş 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2012
NUMARASI : 2011/25 (E) ve 2012/292 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 gün 54/307 Esas- Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; savunması tespit edilirken sabıkalı olduğu belirtilen ve adli sicil kaydı yüzüne karşı okunurken herhangi bir itirazda bulunmayan sanığın, tekerrür
hükümlerinin uygulanmasını gerektirir sabıkalılık halini önceden bildiği, bu durumun ilk defa duruşmada ortaya çıkan hal olarak kabul edilemeyeceği ve ek savunmasına gerek bulunmadığı cihetle, tekerrür uygulamasında ek savunma hakkı verilmesi gerektiğine ilişen tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
1- 02.08.2010 tarihli, uzmanlık alanı ve inceleme yapmaya elverişli donanımı bulunup bulunmadığı hakkında dosya kapsamında herhangi bir bilgiye rastlanılmayan bilirkişi tarafından verilen raporda, nüfus cüzdanının gerçek olduğu ve ilgili kurumdan sahte
belgelerle alınmış olabileceği belirtilmiş olması karşısında, nüfus cüzdanının verildiği nüfus müdürlüğü ile gerekli yazışmalar yapılarak bu konuda araştırma yapılması, uzman kişiler tarafından sürücü belgesi ve nüfus cüzdanına ilişkin yeni bir rapor alınması gerektiğinin gözetilmemesi, ayrıca belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu belgenin duruşmaya getirtilerek aldatma kabiliyeti hususunda incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması gerektiği ve sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Kabule göre ise;
2-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 gün 2013/8- 151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği cihetle, Üsküdar 3. Asliye
Ceza Mahkemesinin 19.04.2006 gün ve 735 Esas 222 Karar sayılı ilamın, tekerrüre esas alınan Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin ilamından daha ağır hükümlülük içerdiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
3-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 58/7. maddesi gereğince “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazda duraksamaya, karışıklığa neden
olarak ve infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Cumhuriyet savcısının temyizi lehe oluğundan, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 07.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.