Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2013/19407 E. 2015/31628 K. 08.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19407
KARAR NO : 2015/31628
KARAR TARİHİ : 08.12.2015

MAHKEMESİ : Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

1- Dosyada aslı veya onaylı sureti bulunmayan suça konu bono getirtilip üzerinde gözlemde bulunularak TTK’nun 688. maddesi uyarınca tüm zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığı belirlenip, suça konu bononun unsurlarının tam olduğunun belirlenmesi durumunda sanığın bonoda tahrifat yapmak şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 210/1. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 204/1; bonoların unsurlarının tam olmadığının belirlenmesi halinde özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği, ayrıca ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 gün 2011/8-335 Esas 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği ve belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri de hakime ait olduğu cihetle, suça konu bono celp edilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması ile,sanığın, aşamalarda bonoda tahrifat yapmadığını savunması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; katılanın ve sanığın resmi kurumlardaki suç tarihinden öncesine ait el yazısı örneklerinin temini ile suça konu bonodaki tahrifatın aidiyeti hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınması ve toplanan (ilave yazıların) deliller bütün halinde değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
2 –Kabule göre de; katılanın 2002 yılında sanığa 2.520.000 TL borcunun olduğunu belirtmesi karşısında, alacağını ödeme gününde tahsil edemeyen sanığın aradan geçen 6 yıla yakın sürenin sonunda bononun bedelini yükseltip icraya koyması durumunda bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde daha az cezayı gerektiren hal olarak düzenlenen TCK’nun 211. maddesindeki hafifletici nedenin olayda uygulanma ihtimalinin bulunup bulunmadığının tartışılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırı,

3 – 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeblerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.